Serik'te nar ve portakal tarlalarında çalışarak geçimini sağlan Altın Erdoğan, yaklaşık 1.5 ay önce, 28 Ekim günü başına gelen olayı şöyle anlattı:
“Biz nar ve portakal tarlasında meyve toplamaya işe gideriz. 28 Ekim günü de çalışmaya gittik. İşe başlayalı 3 gün olmuştu. O gün başımızda duran çavuş değişmişti. Sabah 7’de işe başladık saat 3’e kadar yemek yemeden aç çalıştık. Normalde yemek yerdik. Ben çavuşa, ‘yemek yemeyecek miyiz, biz köle değiliz? dedim. Çavuş, ‘Yemek yok. Tarlayı bir an önce bitirip gideceğiz” dedi. Sonrasında benimle uğraşmaya başladı. Daha sonra işimiz bitti araçla evimize dönmek için araca bindik. 15 kişilik araca 30 kişiyi bindirdiler. Araçtaki gençler maske takmıyordu. Ben onlara ‘Hastalık var, maske takın’ dedim ve kamerayla çekmeye başladım.
Gücü işçi kesime yeten şerefsiz insanlar. Umarım abla hakkını alabilir,diğerleri de beterini yaşasınlar
“Hak aramak ve doğru olmak çok zor” Şu cümleye o kadar katılıyorum ki.. Başıma böyle bir şey gelir diye susuyorum minibüslerde vs. Ülkede herkes manyak, herkes suçlu. Kimin ne çıkacağını bilmediğim için uyaramıyorum rahatsız olduğum konularda. Bizi bu duruma bu ülkedeki adaletsizlik getirdi.
Bu işçiler sabahın 4 dünde kalkıp yağmur çamur demeden kamyon kasalarında ise giderlerdi soğukta günlük yevmiye ile eve evmek götürmek için teyzeme çok üzüldüm gerçekten geçmiş olsun O embesillerde inşallah en iyi cezayı alır.