Türkiye'de Şeriat tartışmaları yine gündemde. Osmanoğlu ailesinin bir düğününde söylenen sözler, Avukat Feyza Altun'un şeriata yönelik kullandığı cümle sonrası gözaltına alınması, bu konuya ilişkin tartışmaları daha da alevlendirdi.
Kimileri Şeriat hakkında olumsuz konuşmanın İslam dinine hakaret anlamına geldiğini savunurken kimileri ise Laikliği savunmanın şeriata karşı çıkmaktan geçtiğini düşünüyor.
Öyleyse gelin, Türkiye'nin tarihinde bu meseleye nasıl bakılmış birlikte inceleyelim.
Müslümanların ilk fırsatta kâfir Batı ülkelerine kaçmasına neden olan kabile yasalarının bütünüdür. Şeriat çığırtkanlığı yapan hiçbir şeyin, dinî referans alan ülkelere gittiği görülmemiştir.
Orta doğu ülkelerinin yönetim şekline şahit oldukça, Atatürk'e ve ilkelerine her daim hayran kalıyorum..
Dinin, toplumsal ve kamusal alana müdahale etemesine izin verilirse işte o zaman Şeriatın baskıcı zulmüne maruz kalınır. Din ve vicdan özgürlüğünü sağlamak bir toplumun huzur ve mutluluğu için en önemli şarttır ve bunun önünde en büyük engel şeriattır.