Sergilediği Korkunç Davranışların Ardından Yediği Çocuklarla Dünyanın En Cani Katilleri Arasına Giren 'Albert Fish'

Küçükken annenizden; sizi korkutmak için kullandığı 'Öcü veya canavar gelir' gibi cümleleri hatırlıyorsunuzdur.

Bu konunun da çok uzun bir süre gerçek olmadığını düşünmüş olabilirsiniz ancak görüntüsü bize aktarıldığı gibi olmasa da canavarların gerçek olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda; 1870 Washington DC doğumlu Alber Fish, ettiği itiraflarla birlikte polisi bile şaşkınlığa uğratarak ne kadar korkunç bir canavar olduğunu bir kez daha kanıtlayan kişiler arasında... Aslında bu kişinin hikayesi, ömür boyu tedavi olması gereken paranoid şizofreni tanısına dayanıyordu ancak yaşadıkları çok daha farklı bir insan olmasına sebep oldu.

Aslında Fish'in hikayesi, 1875 yılında babasını kaybetmesiyle ve ardından annesinin Fish'i terk ederek St.John Yetimhanesi'ne bırakmasıyla başladı.

Psikologlar; Fish'in 4 yıl boyunca psikolojik ve fiziksel şiddet görüp cinsel istismara uğradıktan sonra içindeki kötülüğün uyanarak bu olaylardan zevk almasına sebep olduğunu düşünüyor. 9 yaşındayken ortaya çıkan annesi, Fish'i yetimhaneden geri aldı ancak kendisinin gördüğü şiddetin etkilerini geri döndürmek için çok geçti. Çoğu seri katilin, yetimhanede geçirdiği çocukluktan sonra hayatının şekillendiği düşünüldüğünde Fish'in yaşadıklarının da arka planda yatan gerçekler olduğunu söyleyebiliriz. Queens College, New York Şehir Üniversitesi Amerikan Edebiyatı bölümü profesörü ve yazar olan Harold Schecher de seri katilin yetimhanede maruz kaldıklarının onu korkunç bir kişiye dönüştürdüğünü söylüyor.

Fish, gençlik çağına geldiğinde; dışkı yeme ya da idrar içme gibi anormal davranışlar sergilemeye başladı. 1890 yılında 20 yaşındayken, annesiyle taşındığı yerdeki erkekleri kandırdı ve onlara tecavüz etti.

İki yıl sonra, gittiği bir müzede iki eşit parçaya bölünmüş bir penis gördü ve parafilisi (Cinsel sapkınlık) saplantılı bir hale geldi. Bu noktadan sonra sadistlikten kendine zarar vermeye kadar uzanan davranışlar sergilemeye başladı. Fish, 1898 yılında evlendi ve 6 çocuk babası oldu. Dava sürecindeki tanıklardan bir tanesine göre; 1917 yılında Fish'in eşinin başka biriyle kaçmasına kadar normal denebilecek bir hayat sürdüler. Fish'in çocuklarına göre ise, kendisinin anormal davranışlar sergilemeye başladığı süreç de bu tarihten sonra gerçekleşmeye başladı. Fish, çocuklarının onunla birlikte sadomazoşist eğilimdeki oyunlara katılması isteyip çiğ et yiyordu. Ayrıca, Mesih olduğunu iddia ederek yamyamlıkla ilgili materyaller toplamaya başladı.

Zaman geçtikçe, çocuklar üzerinde gerçekleştirdiği tutumlar daha da dehşet verici bir hale gelmeye başladı.

Kasap bıçağı, balta ve testere gibi aletlerle kurbanlarını öldürüyordu ve tam anlamıyla Kuzular Sessizliğinde tasvir edildiği gibi gerçek bir Hannibal Lecter'dı. İlk gözaltına alınması, 1903 yılında seri katil suçundan değil hırsızlıktan dolayı yaşandı ancak kısa bir süre sonra halüsinasyon gördüğü söylendiği için serbest bırakıldı. Sonraki 27 yıl boyunca; sayısız çocuğa tecavüz edip katletti ve sonrasında onları yedi. Resmi olarak itiraf ettiği 3 cinayet olsa da serbest kaldığı 65 yıl boyunca kaldığı her bölgede 100'den fazla çocuğu öldürdüğünü ileri sürdü.

Fish'e göre, kendisinin özellikle çocukları seçmesinin sebebi lezzetli olmalarıydı. Hatta bir cümlesinde, yediği hiçbir hindinin çocukların yarısı kadar lezzetli olmadığı söyledi.

Fish, yıllarca bu şekilde yaşadı ancak 1928 yılında 10 yaşındaki Grace Budd'ı kaçırılıp öldürülmesi, olaydan 6 yıl sonra işlerin değişmesine sebep oldu. Grace'in annesi, 11 Kasım 1934 yılında kızına yapılan zulümleri anlatan isimsiz bir mektup aldı. Mektupta; göndericinin, Grace'in kucağına oturttuğu ve onu öptüğü yazıyordu. Ardından onu yemeye karar verdikten sonra boğup, etlerini parçalayarak pişirdiği şeklinde devam ediyordu. Yazılanlar arasında, Grace'in cinsel istismara uğramadığı sadece öldürülerek yendiği de verilen ayrıntılar arasındaydı.

Polis, mektubun yazıldığı adresten Fish'in nerede olduğunu buldu. Fish, yakalanır yakalanmaz genç kızı ve diğerlerini öldürdüğünü itiraf etti.

Katile göre, 1910 yılında cinayet işlemeye başladı. Yakalandıktan sonra ise idam cezasına mahkum edildi ve 16 Ocak 1936 yılında idam edildi. Fish, Amerika tarihinin en cani ve kötü katilleri arasında en üst sıralarda yerini aldı.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
YORUMLAR
02.05.2020

Bu adam psikopat.

02.05.2020

hadi canım

03.05.2020

Nööf, iğrenç.

03.05.2020

Demek ki anne babası ölmüşse çocuğunda ölmesi lazım yoksa bölüm sonu canavarı gibi şekil değiştirip geliyor gerçek bir psikopat önce tecavüz etmiş sonra öldürmüş sonrada mundar olmasın diye yemiş nimete saygılıda pezevenk

03.05.2020

Bu kadar mı psikoloji bilimiyle alakasız saçma sapan bir yorum yapılır, kişiyi katil yapan anne, babanın ölmesi değil, yıllarca yaşatılan ağır travmalardır, ayrıca her kötü durum kişinin karakterine göre farklı bir biçimde şekillenir ki anne, babası hayatta olduğu ve yine kötü davranıldığı halde katil olanda mevcut, hatta anne baba kötü davranmamasına veya ağır bir travma yaşamamasına rağmen kişinin beyninde bazı parçaların eksik çalışması sebebiyle bazı etik ahlaki anlayışlar devre dışı kaldığı içinde katil olanlar var, ciddi ciddi bir de şu yazıyı beğenenler olmuş.

TÜM YORUMLARI OKU (12)