Serdar Vatansever Yazio: Pandemide Mutlu Bir İlişkinin 10 Sırrı

Bir psikolog olarak pandemi döneminde en çok çalıştığım alan ilişkiler. Pandemi öncesi bir şeyler olsa da birlikte eve tıkılsak diye hayal kuran bazı çiftlerin şu an çığlık çığlığa birbirinden kaçmak isteğine ve biraz nefes alma ihtiyacına şahit oluyorum. Bu yüzden aynı eve tam kapanmak zorunda kalan veya birbirini yasaklardan dolayı uzun süreli göremeyen çiftler için bir uzman olarak sıkça karşılaştığım şikayetlerden yola çıkarak derlediğim birkaç tavsiyeyi sizlerle paylaşacağım.

1) İlişkinizi başka ilişkilerle kıyaslamayın

Bu günlerde sosyal medyaya ayıracak daha çok vaktiniz varsa başka birlikteliklerde daha mutlu/romantik pozlar, maddi imkanlar gibi değişkenlik gösteren birçok kategoride fotoğrafların paylaşıldığı sosyal mecralarda gördüklerinizi ilişki hayatınız ile kıyaslama yapmayın. Ayrıca bir yerlerden haberdar olduğunuz başkasının ilişki konularını ve davranışları kendi ilişkinizde aramamaya özen gösterin. Unutmayın ilişki dinamikleri benzerlik gösterse de kişilerin farklılıklarından dolayı senaryolar değişken olabilir.

İlişkilerimizin rutininde en çok unuttuğumuz şeylerden biri herhalde bu. Karşımızdakinin, nasıl olsa biliyordur düşüncesiyle askıya aldığımız hiç sıra gelmeyen bir eylemdir. Onu önemsediğinizi sadece kendi yolunuzla göstermek dışında onun yoluyla bunu yapmayı deneyin.

Evet yanlış okumadınız doğru kavga edin diyorum çünkü çiftlerin çoğu çok kavga ettikleri için problem yaşadıklarını zannediyorlar fakat asıl konu hiçbir zaman çözülemeyen konulardır. Bu yüzden masaya yatırılan konuların çözümlenme biçimi kavgaların sayılarını belirleyecektir. Bu konuda uzman birinden destek alın.

Çevrenizle konuştuğunuz ve çoğunlukla sizlere bir ilişkinin nasıl olması gerektiğini anlatan(benim gibi) insanların masalları andıran hikayelerini dinlemeniz ilişkinizden beklentinizi farklı bir boyuta taşıyabilir ve böylece kendinizi ve karşınızdakini zorlayabilirsiniz.

5) Zihninizin okunmasını beklemeyin.

Karşınızdakinin bakışlarından anlam çıkarmak yerine kendinizi ifade ederseniz, yani anlatmayı seçerseniz daha iyi anlaşılacağınızı söyleyebiliriz. (binlerce kez anlattım şimdi anlamayacak nasıl olsa diyenleri duyar gibiyim) bu kısımda ise anlattıklarınızı nasıl ifade ettiğinizi tekrar gözden geçirin.

İlişkinizi, sonunda kupa olmazsa, koşmayacağınız bir at yarışına benzetmeyin. Çünkü ilişkiler sonuçtan ziyade, süreç olarak yaşanan şeylerdir. Sonuçları hızlıca bekleme eğilimi gösteriyorsanız ve kendinize engel olamıyorsanız bu acelenin kaynağını oturup konuşmaya ve bir çözüm aramaya ihtiyacınız var demektir. Bu çift olarak problem çözme becerinizi geliştirecektir.

Kaliteli zaman eşittir paylaşım yapılan zamandır.(Zaman tünelimizde değil!) Elimizden düşmeyen telefonlar, karşından kalkamadığımız dizilerden fırsat bulup, birbirinize prosedürel bir ’’nasılsın?’’ Dışında yapabileceklerimizin tümüdür. Bir şeyler paylaşmak için elektriklerin kesilmesini beklemeyin.

Mizah kullanmak ile karşındakini ciddiye almamak üzerinde ince bir çizgi vardır. Bu çizgiye dikkat ederek kullanacağınız bir mizahi dil karşımızdakinin sizi dinlerken itiraz kalkanlarını indirmesine yol açabilir. Ayrıca paylaşımlarınızın akılda kalıcılığını arttırarak sadece size özel bir iletişim yolunun oluşmasına destek olur.

9) Mutluluğu önce kendinizde arayın

Bu öneriye kendinizle olduğunuzda yapacak şeyler bularak başlayabilirsiniz. Kendinizi mutlu edebilecek stratejiye sahipseniz, karşınızdakini sizinle mutlu olması konusunda teşvik edebilirsiniz. İlişkinin huzuru kişilerin iç dünyalarında kendileriyle barışık ve problemlerle başa çıkabilir bir seviyede olması ile yakından bağlantılıdır. Bu yüzden onsuz nefes alamadığınız bir ilişki yerine, onunla birlikte nefes alabildiğiniz daha güzel bir ilişki oluşturun.

Seven kıskanır veya kaybetmekten korkan insan seven insandır gibi düşünceleri bir kenara bırakın. Partnerinizi kaybetmek üzerine düşündüğünüz her saniye korkularınıza ve buna bağlı öfke ve tedirginliklerinize körükle gitmenize sebep olabilir. Bu yüzden partneriniz tarafından aşırı kıskanç, kaybetmekten korkan tek taraf, şüpheci olarak gözükebilirsiniz. Geleceğe

yönelik kaygılarınız sizi davranışlarınızla tam olarak korktuğunuz bir geleceğe götürebilir. Bu yüzden korkuları bir kenara bırakın ve anın tadını çıkarmaya çalışın. Yapamıyorsanız bir destek alın.

Sonuç olarak, bize iyi gelen ilişkiler yaşamayı hepimiz hak ediyoruz ama ilişkiyi daha sağlıklı hale getirmenin karşılıklı çaba gerektirdiğini de unutmamak lazım. 

Instagram

Twitter

Facebook

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"
Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti