Serdar Vatansever Yazio: Clubhouse Çılgınlığının Arkasındaki Psikolojik Sır

Son zamanlarda ismini sıkça duyduğumuz uygulama. Bir anda sanki herkes bunu bekliyormuşçasına tık alan ve çoğu insanın ne işe yaradığını bilmemesine rağmen hala üye olmaya devam etmesi… Peki neden?

Üyelerin çoğu başkasının daveti üzerine geliyor ve birinden davet alamayan giremiyor. Bu seçenek kişiyi özel veya ‘’seçilmiş” hissettiriyor. İkinci neden ise insanlar en çok güvendikleri bir profil resmi ile olaya dahil olabiliyorlar. Programın konseptine kısaca ses ile sosyalleşmek diyebiliriz. Sıkça kullanılan diğer bir iletişim uygulaması Discord ile benziyor fakat bu program daha basit bir ara yüze sahip.

Bir program neden popüler hale gelir?

Çünkü İHTİYAÇ KARŞILAR! Bu yüzden program tasarımcıları çalışmalarını oluştururken en temel ihtiyaçların üzerine yoğunlaşırlar örneğin ’sosyalleşme’’ ama bunu bir kenara alalım.

--Bu programın aniden tercih edilmesinin ardında başka şeyler de var.--

Pandemi döneminde hepimizin sıkıldığını varsayarsak, önümüze gelen ürünleri (dizi, film, kitap) tıpkı bir vakum gibi çekip hemen bitiriyoruz. Fakat programın içeriğini konuşmacılar oluşturuyor ve kullanıcılara konu seçenekleri sunuluyor. Bu seçenek kişinin o alanda kendini daha rahat hissetmesine yardım ediyor hatta sırf kullanıcı kontrolünü önemsetmek için çok stratejik bir hamle olan ‘’Leave quietly’’ yani sessizce ayrıl tuşu bulunuyor. 

Bu tuşun ardındaki gizem ise şu; daha fazla oda keşfedebilirsin ve istediğin mesafede durabilirsin. İster dinleyici ister gözlemleyici veya katılımcı olma seçeneklerin var. İnsanların istediği bir mesafeyi seçebilmesi kendilerini psikolojik olarak rahat hissettirir.

Diğer bir etki ise, normal hayatınızda aynı masaya oturamayacağınız bir kişinin o an telefon sohbetine şahit olmak gibi ve hatta şanslıysanız katılabilecek olmanın olasılıkların peşinden koşan insanoğlunun ihtimalciliğine atılmış bir heyecan tohumudur diyebiliriz.

Herkesi aynı statüde hissettiren fakat kendi içinde hiyerarşik yapıyı bırakmayan programlar insana kendini daha büyük ve eşit hissettirir çünkü bizler ne olursa olsun kendimizi daha rahat hissetmek için çevresindekilerle benzerlikler eşitlikler ararız. Programın bu kısmı insan ruhuna dokunan önemli bir vizyon (stratejik adım) barındırıyor. Not: Geçen gün Elon Musk‘ın katıldığı bir odayı örnek göstermeden edemeyeceğim.

Normalde dahil olmak için bilet almamız gereken organizasyonlar, hazırlanıp seminerinin bulunduğu salona gitmemiz gereken insanlar o kadar ulaşılabilir oldular ki telefonunuzda başka bir sosyal mecraya bakarken onlarla geyik yapabilir hatta onları dinlemeye devam edebilirsiniz. Bu da zaman kaybetmeyi sevmeyen insanoğluna, başka şeyler yaparken tüketebilme seçeneği sunuyor.

Ayrıca programda insanların hangi sohbete dahil olduğunu görebilmek mümkün. Bu da arkadaşların veya tanışılmak istenilen kişilerin ilgi alanlarını yorumlarını daha sık takip edebilmek demek. Yani birinden hoşlanıyorsanız onu girdiği odalardaki duruş ve fikirlerinden analiz edebilirsiniz.

En önemli seçenek ise fiziksel hazırlığın zaman aldığı mecralarda (Instagram yayını gibi) yayınların bir ön hazırlık gerektirmesi. Fakat burada önünüzdeki kağıtlardan okuyabilir veya bilimsel bir konuya üzerinizdeki pijamayla katılabilirsiniz. İnsan kendini ifade ederken en rahat ve uğraşsız yolları seçmeye meyillidir. Daha doğrusu hayatını kolaylaştıran uygulamalara yatkındır. Bu yüzden pandemi sebebiyle evlerinde duran binlerce kişiye hitap etmemesi mümkün değil.

Sonuç olarak bir programın çıkış amacı her zaman için kullanım şekli ile eşleşmeyebiliyor. (Bknz: Facebook) İnsanlar hangi ihtiyaçlarını buradan karşılayacak zaman içerisinde hep birlikte göreceğiz. 

Instagram

Twitter

Facebook

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Serdal Adalı, Ricardo Quaresma'ya Jübile Yaptıracağı Tarihi Açıkladı