Herkesi aynı statüde hissettiren fakat kendi içinde hiyerarşik yapıyı bırakmayan programlar insana kendini daha büyük ve eşit hissettirir çünkü bizler ne olursa olsun kendimizi daha rahat hissetmek için çevresindekilerle benzerlikler eşitlikler ararız. Programın bu kısmı insan ruhuna dokunan önemli bir vizyon (stratejik adım) barındırıyor. Not: Geçen gün Elon Musk‘ın katıldığı bir odayı örnek göstermeden edemeyeceğim.
Normalde dahil olmak için bilet almamız gereken organizasyonlar, hazırlanıp seminerinin bulunduğu salona gitmemiz gereken insanlar o kadar ulaşılabilir oldular ki telefonunuzda başka bir sosyal mecraya bakarken onlarla geyik yapabilir hatta onları dinlemeye devam edebilirsiniz. Bu da zaman kaybetmeyi sevmeyen insanoğluna, başka şeyler yaparken tüketebilme seçeneği sunuyor.
Ayrıca programda insanların hangi sohbete dahil olduğunu görebilmek mümkün. Bu da arkadaşların veya tanışılmak istenilen kişilerin ilgi alanlarını yorumlarını daha sık takip edebilmek demek. Yani birinden hoşlanıyorsanız onu girdiği odalardaki duruş ve fikirlerinden analiz edebilirsiniz.
En önemli seçenek ise fiziksel hazırlığın zaman aldığı mecralarda (Instagram yayını gibi) yayınların bir ön hazırlık gerektirmesi. Fakat burada önünüzdeki kağıtlardan okuyabilir veya bilimsel bir konuya üzerinizdeki pijamayla katılabilirsiniz. İnsan kendini ifade ederken en rahat ve uğraşsız yolları seçmeye meyillidir. Daha doğrusu hayatını kolaylaştıran uygulamalara yatkındır. Bu yüzden pandemi sebebiyle evlerinde duran binlerce kişiye hitap etmemesi mümkün değil.
Sonuç olarak bir programın çıkış amacı her zaman için kullanım şekli ile eşleşmeyebiliyor. (Bknz: Facebook) İnsanlar hangi ihtiyaçlarını buradan karşılayacak zaman içerisinde hep birlikte göreceğiz.
Instagram
Twitter
Facebook