Bu yazı espor’u kutsama yazısı değildir. Espor’la ilgili bilgi eksikliğinden kaynaklı ezberleri olanlar için kaleme alınmıştır. Milyonlarca insanın takip ediyor olmasını, markaların ve yayıncıların çok büyük yatırım yapmasını yeterli görüp sığ bir şekilde espor’u savunma çabası hiç değildir.
Spor denince akla ilk futbol, basketbol, voleybol ve atletizm’in çeşitli branşları gelir. Ülkelere göre sıralamalar değişse de genel itibariyle bunları biliriz. Çoğumuz müsabakalarını izler, sonuçları takip eder. Hele olimpiyatlarda 100m finali ya da bizim madalya aldığımız güreş veya halter oldu mu herkes ekran başına kilitlenir. Şimdi bunların yanına espor da eklendi. Her hafta sonu dünyanın çeşitli bölgelerinde büyük liglerde maçlar oynanıyor ve milyonlar insan Youtube, Twitch ve benzer kanallardan izliyor. Birçok ülkede TV canlı yayınları yıllardır devam ediyor. Bu ilgi ve Hollywood’dan büyük bir ekosistem yaratmasına rağmen tanımlanmasından, zararlarına, gençlere etkilerine kadar tartışılan bir konu olmaya devam ediyor.
Esporcu olmak için göz el koordinasyonunu kaybetmeyeceksin yani yaş max.24.. dahası o oyundan sıkılmak gibi bir kavram yok. Günde eşşek gibi en az 10 saat oyunu değil oyundaki bir bölümü takım arkadaşlarınla tekrar tekrar çalışacaksın. Arada açıp X oyununu oynayayım da yok. Tek bir oyun saatlerce tekrar, mental yorgunluk, üstelik hareketsizlik... Akilli insan işi değil. Sen aç 3 4 saat A oyununu oyna sıkılırsan kapat B oyununu oyna. Esporcu zor iş.