Bir aile. Şahane bir baba, aksi bir anne, iki çocuk. Baba, kahraman o sıralar. Aradan vakit geçiyor. Aynı aile. Berbat bir baba, müşfik bir anne ve iki buçuk çocuk oluyorlar. Baba bir cellata dönüşüyor. Yine yıllar geçiyor. Aynı aile. Bir anne, yarım baba, iki yetişkin bir çocuk oluyorlar... Artık kahraman ya da cellat yok, aile olmak var. Hep içine kapalı, hep kendinden menkul, hep kendi anadilini konuşan bir yapı aile. Hani bazı şeyler vardır, lütuf mudur lanet midir ayırt edemezsin, aile de onlardan biri sanki. İthaki Yayınları etiketiyle yayımlanan Kahraman ve Cellat’ı okuduğumda aklımda kalan bu olmuştu.
Kahraman ve Cellat aile kavramını masaya yatıran bir roman. Yazdığı çocuk kitaplarıyla tanınan Editör ve yazar Şeniz Baş, bu defa bir yetişkin romanıyla çıkıyor karşımıza. Şeniz Baş, bir başka röportajında şöyle demiş: “Ne çocukluk ne ev gül bahçesi değil. Evin ise çocuklar için her zaman ideal bir ortam olduğunu düşünmüyorum. Bir çocuksanız ve “ev” sizin için artık tekinsiz bir yerse, oradan uzaklaşmanız pek mümkün değildir. Zindan olur orası, kurtuluş gününü beklerken içinizdeki duvarlara çentik atmaya başlarsınız.” Kitabı buradan okumak hepimize iyi gelecek diye düşünüyorum.