Eskiden sevgiden anlamayan insanların daha önce hiç sevilmediklerini düşünürdüm. Sevilmemişler demek, derdim… Sevilseler, bilirlerdi nasıl bir şey. Sonra geçen gün bulaşık yıkarken aydınlandım. Hayır sevilmemiş değillerdi, onlar sevmemişlerdi. Bilmedikleri şey sevmekti.
Sevmeyi bilmedikleri için sevgiyi tanımıyorlardı. Gördüklerinde de değerini anlayamıyorlardı. Bu da bir çeşit hastalık olabilir miydi? İşitme güçlüğü, kas zayıflığı, kemik erimesi gibi bir şey: Depresif kompulsif sevme bozukluğu. Mesela Yaşar Usta’dan değil, Saim Bey’den yana olanlar. Ya da sırf Yaşar Usta olmamak için Saim Beyliğine sıkı sıkı tutunanlar. Çünkü belki bir fabrikası olmasa çok üzülecek. Bu yüzden hayatta en çok fabrikasını seviyor. Böyle olabiliyor. Birini sevemiyor ama fabrikasını sevebiliyor.