Serda Kranda Yazio: Güle Güle Bebişim: 2020’ye Oportunist ve Hedonist (Instagramcı) Bakış

Ne yıldı ama. Dövdü mü sevdi mi bilemedik. Öyle ki bir açıdan bakınca Twitter gibi, bir başka açıdan da Instagram. Doğrusu dünya genelinde sayısız felaketten geçtik ama ben hayatın hep iyiye gittiğine inanıyorum, bu konuda tam babaannemciyim: Gün doğmadan neler doğar/her şerrin içinde bir hayır vardır. (Keşke burada Ahmet Baran güzel bir solo yapabilseydi.)

Evet, 2020 öyle bir yıldı ki adaptasyon yeteneklerimiz en güçlü versiyonuna ulaştı. Daha kesseler acımaz bence. (Darbukalar coşsun)

1. Evde Kal 

Kendi adıma gayet iyi bir yıl geçirdim. En sevdiğim şey olan evde kalmak, milli sloganımız oldu… Daha ne olsun. “Kızım bir çık dolaş,” lafını kimse söyleyemedi.  İki eşofman altı, 3 tişörtle olağanüstü güzellikler diyarı… Yaşasın konfor!

2. Maske Tak 

Bu da güzel. Sokaklarda kendi kendime şarkı söyleyebildim. (Bu hayatın heyecanı meyecanı yok falan filan falan filan) 

3. Ellerini Dezenfekte Et 

En sevdiklerimden biri buydu. Oh, herkes temiz temiz. Pırıl! 

4. Online Eğitim 

Bu da efsaneydi. Pazar gecesi ütüsü yok. Akşamın karanlığında sokaklara düşüp açık kırtasiye aramak yok. Bitmeyen doğum günleri için hediye peşinde koşmak yok. O yok bu yok. Efsane, anne dostu… (Çek tulumbayı çek çek çek) 

5. Sosyal Mesafe 

Tamam arkadaşlarımla goygoy yapmayı, gıybetin dibine vurmayı çok özledim. Sinemaya gitmeyi, Tarkan’la coşmayı, Teoman’la hayata küsmeyi falan gerçekten özledim ama düşünsenize, “Bir gelmedin, insan bari geçerken uğrar,” sitemleri de yok. 

 6. Online Toplantı 

Tartışmasız en sevdiğim! Telefon ya da e posta ile halledebileceğin işler için saatlerce yol gitmek yok. Kuaför yok, iki dirhem bir çekirdek giyinmek yok. Doğrusu ben sırf gitmek gelmek olacak diye pek çok işe hayır (kim giyinecek, kim boyanacak, kim onca yolu gidecek) derdim. 2020 bu açıdan üretim olarak en çok iş yaptığım yıl oldu. Her şey eskiye dönsün, bir bu kalsın lütfen. 

 7. Online Atölyeler 

Fakat ne öğrendim ne öğrendim. Ne mandala kaldı ne NLP ne meditasyon ne de profesyonel eğitimler. Zaten bildiğim şeyleri bile başkalarından dinledim. Gitme gelme yok ya, her şeye tamam. Geceler online günler online… (Buraya dıp tıs dıp tıs girebilir)

 8. Bebeğim Netflix 

Kabul edelim. Orucu uykuya tutturmak gibi karantinayı Netflix’e tutturduk. Ne izledik ne izledik. Eski günlerdeki gibi (çocuklardan öncesi kadar eski, evet o zaman Netflix yoktu ama VCD vardı. Bilenler 30+ olmalı). Sabahlara kadar, bir bölüm daha, bir bölüm daha. (Tey tey tey) 

9. Eve Sipariş 

Diyorum ya tam benlik. Düşle İnan Yaşa gibi tıpkı, İste Gelsin! Oh.  

10. Ye, İç, Yat 

Kabul edin, en az Düşle İnan Yaşa kadar güzel. Bundan bir milli slogan yapalım. Bak şimdi düşündüm, aslında #evdekal yerine #yeiçyat olsaymış, insanlar daha kolay uyabilirmiş. Sahi siz kaç kilo aldınız?

Bonus

Ve elbette anladık ki biz birbirimizsiz yapamıyoruz. Online de olsa birbirimizi görmemiz gerekiyor. Kim Zoom’da arkadaş grubuyla film gecesi yapmadı? Kim gıybet Zoomları düzenlemedi? Kına gecesi de yapıldı, rakı sofrası da kuruldu, şarkılar da söylendi. Çünkü biz, kendimizi insanlarımızla tamamlıyoruz. Ailemiz, dostlarımız, iş arkadaşlarımızla.  

Diğer yandan en çok da içimize döndük. Hayallerimiz için ilk adımları attık. Daha çok yazdık daha çok okuduk. Daha çok soru sorduk, daha çok cevap aradık. Evet belki kısıtlı bir yıldı ama belki de zaman tamamen kendimize kalınca, ne olduğumuzu ve kim olduğumuzu düşünecek fırsatı da anca bulduk.  

Eğlendik, iyimseriz falan ama işte yine de hayatlarımızdan bir yılı birbirimizden ayrı ama kendimizle yapışık geçirmemizi sağlayan 2020’yi şu şarkıyla uğurlamak istiyorum:  

“Gittiğin o gece ardından  

İki kadın uyanıp ağlayacak 

Biri annen diğeri ben, benim biraz ahım kalacak.”  

(Burada ben, biz oluyor tabii.) 

Twitter

Instagram

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi