İnsan değişen bir varlık. Ve biz herkesi ama herkesi geçmişiyle yargılamayı seçiyoruz. Hadi buna tamam, tamam olmayan herkese bunu yapmayışımız. İşte bizi iki yüzlülüğe sürükleyen kısım burası. Eğer insanların eskiden attıkları tweetleri, eskiden yazıkları yazıları ve eskiden söyledikleri sözleri alt alta koyup ifşa edecek olsaydık bugün ne devleti yönetecek bir isim olurdu elimizde ne de yüzüne bakabileceğimiz herhangi biri.
Mesela Ben!
Çok değil bundan sadece yedi sekiz sene önce baş örtüsüne karşı, tüm AKP’lilerden nefret eden hatta yerini buldu mu hakaretten çekinmeyen biriydim. Gerçekten. Sonra da bir AKP’li kankam oldu. Şu an hayatımda sahip olduğum en kıymetli insanlardan biri, onunla sohbet ederken süreç içinde demokrasiyi ve iradeyi bir daha tanımladım. Önce esnedim, sonra yumuşadım. Ve sonunda karşı olduğum şeyin aslında ne olduğunu keşfettim. Bir yerde okumuştum, “Kadın haklarından bahsediyorlar ama baş örtülü kadının haklarına sıra gelince kulaklarını kapıyorlar,” gibi bir şeydi. Evet dedim o an, ne kadar saçmayız biz yahu!
İnsan dönüşür, değişir, güzelleşir (yani en azında güzelleşmesi iktiza eder diye kendi sözümün arasına gireyim).
İlk Taşı En Günahsız Olanınız Atsın
Hangimizin tertemiz bir geçmişi var yahu? Hangimiz ahlak abidesiyiz? Hangimiz cetvel gibiyiz? Hiçbirimiz. Ama sıra insanları asıp kesmeye gelince en önde koşuyoruz. Bana kalırsa hiçbirimiz birini geçmişiyle yargılayacak kadar temiz değiliz. Durumumuz içler acısı. Hepimizin en büyük korkularından birinin grupları karıştırmak olduğu bu çağda, bence ne günah keçisi arayalım ne de ahlak bekçiliği yapalım.
Yahu neyi savundunuz bu kadar kimi savundunuz. Nedir bu ya altı üstü aptal bir televizyon programından diskalifiye olmuş. Derdiniz ne çabuk bitti kıçı kırık ni herifi savunmaya başladınız. Bu ülkede yaşadıklarından dolayı arkasında durulacak bir sürü insan var . Gündeminize sıçayım.