Senelere Meydan Okuyarak Günümüze Ulaşan Eserlere Son 20 Yılda Yapılan Birbirinden İlginç Keşifler

Bilim insanları ve tarihçiler geçtiğimiz 20 senede insan elinden çıkma en eski sanat eserlerinden yüzlerce yıldır suyun altında bekleyen kayıp gemi enkazlarına, inanılmaz pek çok keşfe imza attı. 2001'den bu yana bulunan en önemli kalıntı ve eserleri merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

1. dünyanın en eski bira tariflerinden biri (çin)

2016'da Çin'de arkeologlar, bira yapımında kullanılan bir dizi tas ve kap bulup bunlardaki kalıntıları analiz ettiler ve uzun uğraşlar sonucunda 5000 yıllık bir biranın tarifini elde etmeyi başardılar. Yapılan araştırmada biranın akdarı, arpa, boncuk otu ve yumru kökünden yapıldığı açıklandı. Bu tarif sayesinde arpanın Çin'de tahmin edilenden 1000 yıl kadar erken yetiştirildiği ortaya çıktı.

2. en eski insan saçı (güney afrika)

Uzun yıllardır en eski insan saçının 9.000 yıl önce gömülmüş bir mumyaya ait olduğu sanılıyordu. 2009'da yapılan çok ama çok daha eski saç kıllarını ortaya çıkardı. O sene araştırmacılar Güney Afrika'da 257.000 yıllık bir insan saçı buldu. Nasıl bu kadar dayandıklarını merak ediyorsanız cevabı duyunca yüzünüzü buruşturabilirsiniz. Saç kılları, katılaşarak fosilleşmiş bir sırtlan pisliğinde bulundu. Bu sayede o çağlarda atalarımızın sırtlanlar tarafından yendiği de kanıtlanmış oldu.

3. en eski mağara resimleri (endonezya)

Mağara resmi dendiğinde akla 17.000 yıllık Lascaux ve 30.000 yıllık Chauvet mağaralarındaki güzel ve detaylı resimler gelse de geçtiğimiz yıllarda bu ikisinden çok daha eski ve önemli mağara resimleri keşfedildi. 2019'da yayımlanan bir makale, Endonezya'daki Sulawesi adasında insana benzeyen figürlerle yabani domuz ve inekleri gösteren resimler bulunduğunu açıkladı. İnsanların avlanmak amacıyla hayvanların izini sürdüğü görülen 43.900 yıllık resimlerin dünyanın en eski görsel anlatısı olduğu iddia edildi. Bu sene ise yakınlardaki bir başka mağarada 45.000 yıllık resimlere rastlandı.

4. 4.000 yıllık masa oyunu (azerbaycan)

2018'de Azerbaycan'da çalışmalarını yürüten arkeologlar, eski bir kaya sığınağındaki taşlara sıra dışı bir desenin oyulduğunu fark etti. Ayrıntılı inceleme sonucunda oymaların '58 Delik' adlı masa oyununun 4.000 yıllık bir örneği olduğu anlaşıldı. Metropolitan Sanat Müzesi bu oyunu, 'Oyuncuların yollarına şekil veren deliklere kazığa benzeyen taşları rakiplerinden önce koyarak onları yenmeye çalıştığı bir yarış oyunu' olarak tanımlıyor.

5. iskoçya kraliçesi mary'nin gizli resmi (birleşik krallık)

İskoçya Kraliçesi Mary'nin 1587'de idam edilmesinden sonra kraliyet portresini sergilemek çok riskliydi. Öyle ki, kimi ressamlar kraliçeyi resmettikleri eski tabloları üzerinde oynama yaptı. 2017'de Sör John Matiland'ı bir portresinin röntgeni çekildiğinde, resim yüzeyinin altında kızıl saçlı kraliçenin yüzüne oldukça benzeyen bir figüre rastlandı. Kraliçe'nin resminin 400 yıldan uzun bir süredir tablonun altında saklandığı anlaşıldı.

6. kral hirodes'in mezarı (batı şeria)

2007 yılının Mayıs ayında İsrailli arkeologlar, Yeni Ahit'te de ismi geçen ve önemli bir yere sahip olan Yahudi Kralı Yüce Hirodes'in mezarını buldu. Bölgede yaşayan Bedevilerin de yardımıyla sürdürülen 35 yıllık araştırmanın ardından ünlü hükümdarın mezar odası ve lahdi ortaya çıkarıldı.

7. stonehenge’de taşların kökeni (birleşik krallık)

Ünlü Stonehenge'de bulunan göztaşlarının Galler'in Pembrokeshire bölgesinden getirildiği uzun zamandır biliniyordu. Ancak çok az kişi bu taşların 225 kilometre ötedeki nihai konumlarına nasıl ulaştığı konusunda fikir sahibiydi. Kimileri elle taşındıklarını söylerken kimileri de buzullar aracılığıyla bölgeye ulaştıklarını savunuyordu. 2019'de bilim insanları çok eski taş ocaklarının varlığını keşfederek taşları taşıyanın buzullar değil de insanlar olduğunu kanıtladı. 2020'de bölgedeki ünlü dikilitaşlar olan sarsen taşları analiz edildi ve 52 taştan 50'sinin Stonehenge'in 25 kilometre kuzeyindeki bir noktadan getirildiği belirlendi. Kalan iki taşın nereden geldiği ise hâlâ bilinmiyor.

8. insan kafatası (israil)

2015'te yayımlanan bir makalede İsrail'de bir mağarada 60.000 yıllık bir insan kafatası bulunduğu duyuruldu. Bu keşfi çarpıcı yapan, o çağda ve de özellikle o bölgede çok az fosil bulunmasıydı. Buluş, modern insanların Afrika'da ortaya çıktığı ve Asya'yla Avrupa'ya göç ettiğini savunan 'Afrika'dan Çıkış' teorisini de destekliyordu. Araştırmacılar bulunan örneğin, 'İlerleyen zamanlarda bölgeden Avrupa'ya geçen ilk modern insanlarla yakından ilişkili olabileceği' iddiasını ortaya attı. Son 6 yılda modern insanların kökenine dair daha pek çok kaynak ve kanıt bulundu.

9. anglosakson altın gömüsü (birleşik krallık)

2009'da amatör olarak metal detektörüyle bir şeyler bulmaya çalışan Terry Herbert, bir çiftliği tararken üzeri mücevherlerle işlenmiş silahlara ve yaklaşık 4.000 adet Anglosakson altınına rastladı. Şu anda Staffordshire Gömüsü olarak bilinen bu gömü o günlerde 5 milyon dolar değerindeydi. Arkeolog Chris Fern gömüyü, 'İngiliz arkeoloji tarihinin en büyük buluntularından biri' olarak yorumluyor.

10. gizemli ayak izlerinin kökeni (italya)

İtalya'daki Ciampate del Diavolo adı verilen yerde gizemli ayak izleri bulunmuştu. Bölge halkının bu ayak izlerinden nesillerdir haberdardı, hatta halk inanışına göre bu izler Şeytan'a aitti. Ancak sözde 'Şeytan'ın Ayak İzleri'nden bilim dünyasının 2001 yılında haberi oldu. Bölgeye gelen araştırmacılar, kısa süre içinde izlerin dünyadaki en eski ayak izlerinden biri olduğunu keşfetti. Volkanik küllerin bulunduğu arazide yürüyen erken dönem insansı türlerden birine ait olan izlerin yaklaşık 350.000 yıl önce bırakıldığı öğrenildi.

11. roma döneminden kalma villa mozaikleri (birleşik krallık)

2015'te Luke Irwin isimli İngiliz halıcı, masa tenisine bayılan oğlu için özel bir mekan oluşturmaya çalışıyordu. Bu nedenle Wiltshire'daki ahırına elektrik tesisatı kurması için tuttuğu işçiler ahırı kazdıklarında mavi ve kırmızı renkli mozaik bir zemine rastladılar. M.S. 200 yılı dolaylarında inşa edilen bir Roma villasından kalan bu mozaikler, en iyi korunmuş mozaik örnekleri arasında yer alıyor.

12. tarihin son köle gemisi (abd)

1808'de ABD dışarıdan köleleştirilmiş insan getirilmesini yasaklasa da, köle gemileri Atlantik okyanusunda yasa dışı bir şekilde yelken açmayı sürdürdü. 1860'da Clotilda adlı gemi, Batı Afrika'dan kaçırılan kölelerle Amerika kıyılarına ulaştı. O günden beri tarihin son köle gemisi olarak bilinen bu yüz karartıcı yelkenlinin kaderinin ne olduğunu kimse bilmiyordu. 2019 yılında deniz arkeologları, gemiyi Alabama'daki Mobile nehrinin ucunda çamura gömülü bir şekilde buldu.

13. dünyanın en eski çarpım tablosu (çin)

2008'de Pekin'deki Tsinghua Üniversitesi'ne üzerine yazılar yazılmış antik bambu şeritleri bağışlandı. Araştırmacılar kısa süre içinde bu şeritlerin bir yapboz görevi gördüğünü fark etti. 2.300 yıllık binlerce şeri bir araya getirilip sıralanarak tarihin en eski ondalık çarpım tablosunu ortaya çıkarıldı.

14. pislikle kaplanmış ayakkabı (ermenistan)

Gelecek nesiller eşyalarınızı bulsun istiyorsanız tarih öncesi dönemlerde Ermenistan'da yaşayan insanlardan feyzalabilirsiniz. 2010 yılında arkeologlar, bir mağarada 5.500 yıllık deri bir ayakkabının bulunduğunu duyurdu. Ayakkabı mağaranın serin ve kuru havası sayesinde öyle bir korunmuştu ki bağcıkları bir duruyordu. Ancak korunmasındaki en önemli faktör, koca bir koyun gübresi yığınının içinde saklanmış olmasıydı.

15. buzun ortasında kapana kısılan kayıp gemiler (kanada)

1845'te İngiliz kâşif Sör John Franklin, Kuzeybatı Geçidi'ni bulmak amacıyla Kanada'nın kuzeyindeki kutup bölgesine yelken açtı. Yolculuk hiç de hoş geçmedi. Franklin'in komutasındaki gemiler HMS Erebus ve HMS Terror buza saplanıp sonrasında bilinmeyen bir yerde battı. Sefere katılan tüm mürettebat öyle ya da böyle telef oldu. Nesiller boyunca ağızdan ağıza aktarılan İnuit öyküleri sayesinde araştırmacılar 2014'te HMS Erebus'un, 2016'da ise HMS Terror'ın enkazını buldu.

16. mamut dişinden yapılma mimari yapı (rusya)

Buz Devri'nin avcı-toplayıcı insanları mimari becerileriyle bilinmese de bu alanda da kendilerini kanıtlamış gibi duruyor. 2014'te arkeologlar, Moskova'nın 480 kilometre güneyinde yoğun ormanlık bir bölgede 25.000 yıllık bir yapı buldu. Bu yapının 60'tan fazla yünlü mamutun dişleriyle yapıldığı belirlendi. Arkeolog Alexander Pryor yapıyla ilgili olarak, 'Paleolitik dönemde yaşayan atalarımızın, bu kadar dişi bir yerlerden edinmesi ve sırf bu yapıyı inşa etmek için bilerek buraya getirmiş olması hayret uyandırıcı' diyor.

17. şempanzelerce kullanılmış yemiş kıracağı (fildişi sahilleri)

Jane Goodall 1960'lı yıllarda şempanzelerin termitleri yakalamak için ot saplarını kullandığını gözlemlemişti. Yeni bulgular bu becerilerin son yüzyıllarda değil, binlerce yıl önce geliştiğini gösterdi. 2007'de araştırmacılar Batı Afrika ülkesi olan Fildişi Sahilleri'ndeki bir tarih öncesi şempanze yerleşiminde yemiş kırma amacıyla kullanılan eski taşlar buldu. Böylelikle şempanzelerin en azından 4.300 yıldır taş aletler kullandığını kanıtlanmış oldu.

18. en eski soyut sanat çalışması (güney afrika)

Güney Afrika'daki Blombos Mağarası'ndan ilk insanların kültürel hayatına çok şey öğrendik. Yüzlerce taş aletin, boncuğun ve oyulmuş kemiğin bulunduğu mağarada bu sefer de hiç beklenmedik bir esere rastlandı. 2018'de yayımlanan çalışma, bir taş parçasının üzerine kırmızı aşıboyasıyla çizim yapılan soyut bir sanat eserinin bulunduğunu duyurdu. 73.000 yıllık bu eser, insanlık tarihindeki en eski soyut sanat çalışması olarak tanımlanıyor.

19. kral richard’ın kayıp kemikleri (birleşik krallık)

Tarihçiler İngiltere Kralı III. Richard'ın bedeninin asla bulunamayacağına inanıyordu. 1485'te Bosworth Muharebesi'nde öldürülen Richard, Leichester'daki Kır Rahipler Kilisesi'ne gömülmüş, ancak beş yüzyıllık İngiltere tarihinde bir noktada kilisenin ve Richard'ın mezarının konumu kaybolup gitmişti. 2004'te III. Richard üzerinde çalışmalar yürüten Philippa Langley Leichester'da bir otoparkta yürürken Richard'ın mezarının üzerinde durduğunu hissetti. 2012'de yapılan kazılar haklı olduğunu kanıtladı.

20. dünyanın en eski peyniri (mısır)

19. yüzyılın sonunda bulunan Ptahmes'in Mezarı kimse yerini kayda geçirmediği için sonradan kaybolmuştu. 2018'de mezarın yeniden keşfedilmesiyle içerisinde 'muhtemelen bugüne değin bulunan en eski arkeolojik peynir kalıntısına' da rastlandı. M.Ö. 13. yüzyıldan kalma olan peynirin Fransız keçi peynirine benzediği ve ‘aşırı ama aşırı ekşi’ bir tadı olduğu belirtildi.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Hüküm Sürdüğü Topraklardan Kovulduktan Sonra Mağarada Yaşamak Zorunda Kalan Kralın Bi' Acayip Hikayesi
Roma'nın Kuruluşunu Sağlayarak Birçok Şeyin Gerçekleşmesine Sebep Olan Taşın Bi' Garip Hikayesi
Jurasik Dönemden Kalma Deniz Mezarlığında Uzaylıya Benzeyen Canlı Türleri Bulundu

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR
15.08.2021

üülkemizde arkkelojiye ilgi ve iş imkani sifir . Millet eski mezar kayalik ne varsa patlatip altin bulma peşinde. Eskiden tarihi eserler müze dursun derdim ama artik onu da demiyorum.Bir şekilde ordakiler kayboluyor yüzlerce tarihi eser ve altin kayip ama herhangi bir araaştirma yok.Eskiden almanyaya ingiltereye filan kizardim o kadar tarihi eser çaldilar diye ama iyi ki de çalmişlar diyorum.Adam söküp götürmüş bizden iyi bakiyor.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ