Filmlerin çekim süreçleri oldukça yorucu ve karmaşıktır. Düşen dekorlar, unutulan replikler durumu iyice karmaşık hale getirir. Fakat bazı oyuncular profesyonelliğiyle durumu o kadar iyi idare eder ki ortaya asıl senaryodan bile iyi işler çıkar.
Filmlerin çekim süreçleri oldukça yorucu ve karmaşıktır. Düşen dekorlar, unutulan replikler durumu iyice karmaşık hale getirir. Fakat bazı oyuncular profesyonelliğiyle durumu o kadar iyi idare eder ki ortaya asıl senaryodan bile iyi işler çıkar.
Steve Carell'in göğsünün kıllarını aldırdığı sahneyi hatırlıyor musunuz? Başlangıçta, film yönetmeni orada özel efektler kullanmayı ve makyaj yapmayı planlamıştı, ancak Steve kıllarının gerçekten alınmasını önerdi. Dolayısıyla, bu sahnedeki tüm duygular ve tepkiler gerçektir.
Filmin bir bölümünde Tom Hanks “Benim asıl adım Benjamin Buford Blue, ama insanlar bana Bubba diyorlar” repliğine yanıt olarak; “Benim adım Forrest Gump. İnsanlar bana Forrest Gump der.” diyor. Aslında, Hanks repliğini yanlış söylüyor, ancak film yönetmeni bu hatayı çok sevdiğinden, filme dahil etmiş.
Başkarakterin sedyeyi ambulansa kendisinin taşıdığı sahneyi hatırlıyor musunuz? Bu da senaryoda yok, Tom Hanks bunu o an yapmış.
Nick'in cam masayı bardağıyla kırdığı meşhur sahne planlanmamıştı. Bu bir kazaydı, bu yüzden oyuncuların yüzündeki şaşkınlık ve korku gerçekti. Film yönetmeni bu kazayı o kadar çok sevdi ki filmde tutmaya karar verdi.
Görme engelli Frank Slade rolünü oynarken gerçekçi olması için Al Pacino, uzun süre tek bir noktaya odaklanmak için kendini eğitti. Sonunda rolüne çok iyi girdi ve zor görmeye başladı. Çöp kutusuna takılarak tökezleyip yere düştüğü sahne plansızdı. Bu bir kazaydı, ancak film yönetmeni bunu filmde tutmaya karar verdi.
Bu filmde Malkoviç'in yolda yürüdüğü sırada yanından arabayla geçen birinin 'Hey, Malkovich, daha hızlı düşün!' diyerek kendisine bir teneke kutu fırlattığı bir sahne var. Gerçekte, araba tamamen tesadüfen kameraya yakalandı. Filmin yönetmeni bunu beğendi ve devam ettirmeye karar verdi.
Çavuş Hartman'ın yeni acemi erleri eğittiği sahne tamamen doğaçlama oldu. Lee Ermey aslında Vietnam Savaşı'nda görev almış Amerikalı bir askerdi ve tüm sahnelerini plansız oynadı.
Lester Burnham'ın duvara bir tabak fırlattığı sahne Kevin Spacey tarafından tamamen doğaçlama olarak yapıldı. Akşam yemeği masasındaki kavga sahnesini daha da ileri götürdü ve orijinal senaryonun dışına çıkmaya karar verdi.
Tokat sahnesi için başrol oyuncularının, sadece tokat atıyormuş gibi yaptığı birkaç çekim yaptılar. Sonunda Simmons ve Teller sahneyi gerçek bir tokatla çekmeye karar verdiler ve bu fotoğraftaki gerçek bir tokat.
Bu filmde Kate Winslet’in aniden kaybolduğu bir sahne var. Jim Carrey bundan haberdar değildi, bu yüzden yüzündeki şaşkınlık ifadesi gerçek.
Senaryoya göre Lindsey, Slevin tam üzerindeki tek şey olan havluyu çıkarırken odaya girmek zorundaydı. Fakat oyuncuya gerçekten çıplak olacağı bilgisi verilmedi, bu yüzden şaşkınlığı gerçek.
Göğüs patlaması sahnesinde, oyuncuların ne kadar korktuğunu görebiliyoruz. Korkuları gerçekti. Çünkü oyuncular çok fazla kan beklemiyordu ve kanın hangi şekilde sıçrayacağını bilmiyordu.
Leonardo DiCaprio bizonun karaciğerini yediği sahnede, bunu gerçekten yaptı. Kendisi vejetaryen olmasına rağmen, bunun gerekli olduğunu düşünüyordu.
Sahnelerden birinde, Barty Crouch Junior (David Tennant) bir yılanın dilini taklit etti.Film yönetmeni bu hareketi beğendi ve filmde tutmaya karar verdi. Aynı hareketin daha sonra Brendan Gleeson tarafından yapılmasının nedeni de budur.
Filmde Mark Wahlberg’in “Vahşi doğada olsaydık sana saldırabilirdim. Ben bir aslan olsaydım ve sen bir ton balığı olsaydın, okyanusun ortasında yüzerdim ve seni çılgınca yerdim!' Cevap olarak, Will Ferrell'in canlandırdığı Allen Gamble karakteri, okyanusta yüzen bir aslanın neden aptalca bir şey olduğunu açıklar. Gerçekte, Will bir şey söylememeliydi ama doğaçlama yapmaya karar verdi. Daha sonra Mark Wahlberg, o anda kahkaha atmamak için kendisini zor tuttuğunu itiraf etti.
Bayan Doubtfire’ın maskesinin pencereden düştüğü ve ana karakterin yüzünü pasta kreması ile kaplamak zorunda olduğu sahneyi hatırlıyor musunuz? Ne yazık ki set ışıklarının ısısı nedeniyle yüzündeki krema erimeye başladı ve Robin Williams çok fazla doğaçlama yapmak zorunda kaldı. Örneğin eriyen kremanın bir parçası çayın içine düştüğünde şaka yaparak, “İşte kreman ve şekerin.” dedi.
Matthew Lillard’ın silahının kaybolduğunu fark ettiği sahnede “Ah... Houston, bir sorunumuz var” diyor. Fakat gerçekte bu senaryoda yok, oyuncunun o an doğaçlama olarak söylediği bir replik.
Matrix'in meşhur gökdelenin camı sahnesinde Keanu Reeves dublör kullanmadı. Sahnenin çekimi bir binanın 34. katında gerçekleşti.
Johnny ve Baby'nin yerde birbirlerine doğru emeklediği meşhur sahne, filmin bir parçası değildi. İkili sadece gerçek sahne için ısınıyorlardı, ancak film yönetmeni bunu çok sevdi, filme ekledi.
Leonardo DiCaprio madem ki vejetaryen Nusret'in mekanda neden köy muhtarı gibi takılıyordu o zaman. Admin hadi bunun cevabını ver...
Şanslı Slevin / 2006 (Lucky Number Slevin) "Senaryoya göre Lindsey, Slevin tam üzerindeki tek şeyi çıkarırken odaya girmek zorundaydı, havlu. " bu nasıl bir cümle?... anlamıyor ben :D
bi keanu reeves'in bi de tom cruise'un dublör kullanmama takıntısı beni heyecandan öldürecek ! yüreğim ağzımda izliyorum her filmi..