Semra Kaynana'nın Oğlu Ata Türk'ün Dramatik Ölüm Hikayesi ve Sinem Umaş'ın Feci Cenaze Açıklaması

Bir zamanlar 'Gelinim Olur musun?' diye bir program vardı hatırlarsanız. Programda Semra Kaynana, Ata ve Sinem üçgeninde yaşanan bir evlilik krizi, daha sonra büyük bir drama dönüştü. Ata Türk'ün ölümündeki detaylar ve Sinem'in korkunç açıklaması için buyurun...

Şimdi sizi 2004 yılına, özel televizyonların rating canavarına dönüştüğü döneme götüreceğiz. Şimdiki izdivaç programlarının temelinin atıldığı o günlerde "Gelinim olur musun?" diye bir evlilik programı başlamıştı.

Programda erkek anneleri, oğulları için gelin beğenir ve gelinler de "makul gelin" olmak için çaba sarf ederdi. Programda en dikkat çeken üçlü Semra Hanım, oğlu Ata ve gelin adayı Sinem olmuştu.

Sinem ve Ata birbirleriyle yakınlık kurmaya başlamıştı, hatta neredeyse bir aşk hikayesi doğacak gibiydi. İzleyici "acaba evlenecekler mi?" motivasyonuyla bu ikiliyi merakla seyrediyordu.

Ancak Ata'nın annesi Semra Kaynana, sivri ve aşağılayıcı sözleriyle bir şekilde bu birleşmeye izin vermiyordu. Semra Kaynana programda gerçek bir korkunç kaynana rolünü ustalıkla icra ediyor, herkesin antipatisini kazanmayı başarıyordu.

Oğlunu "oğluşum da oğluşum" diye her şekilde domine eden, gelin adayını azarlamaktan çekinmeyen bir kadından bahsediyoruz. Öyle ki Ata, Sinem'e aşık olduğunu söylediğinde "Sen aşık oldum sanıyorsun ama olmadın. Ben sana aşık olunca söylerim" diyecek kadar da kumanda edebiliyordu.

Türk toplumu çevresinde ve belki kendi evinde gördüğü bu korkunçluğu o kadar benimsemişti ki, ratingler gerçekten tavana vurmuştu. Program artık başka programların da konusu olacak kadar ilgi çekiyordu.

Bu sürüncemeli izdivaç çabasında Ata ve Sinem'den zafer gelmedi, Semra Kaynana da altınları alamadı. Program bittikten sonra Semra Hanım'ın etinden sütünden faydalanmak isteyen televizyoncular, onu akıl veren bir kaynana olarak başka programlarda değerlendirmeye başladılar. Semra Hanım bir şekilde şöhreti yakalamıştı. Hatta "Ben Semra" diye bir kitap bile çıkardı.

Sinem zaten çoktan yapımcıların ilgisini çekmeyi başarmıştı. Gençti, güzeldi, üstelik sesi de iyiydi. O da programın ardından "Sustum" isimli bir albüm çıkararak bir de müzik piyasasında şansını denedi. "Öptün mü" şarkısı o dönem birçok kişi tarafından dinlendi.

Fakat bu üçlünün en silik elemanı damat adayı Ata oldu. Ne talip olduğu kadın gibi ne de annesi gibi şöhreti yakalayamadı. Gece hayatına takıldı, sanatçı menajeri olmaya karar verdiği söylendi. Belki de annesi olmadan ilk defa kendi başına bir şeyler yapmaya çalışıyordu.

Ve bir gece Ata, Adana'daki bir otel odasında ölü bulundu...

(Ata'nın öldüğü günden önceki son fotoğrafı.)

2005 yılının Eylül ayında sanatçı arkadaşı Cansever'i arayarak Adana'daki turnesine katılmak istediği söyledi Ata. Morali bozuktu bir sebepten, kafasını dağıtmak istiyordu.

Cansever o günü şöyle anlatıyor: 

'Ata, Adana’ya program yapmaya gideceğimi duymuş. Beni telefonla arayarak, moralinin çok bozuk olduğunu, morale ihtiyacı olduğunu söyleyip benimle gelmek istediğini belirtti. Annesinden izin almam için beni evlerine davet etti. Ben de Ata’yı kırmayıp evlerine gittim. Semra Hanım’ı ilk kez orada görüp tanıştım. Ata’nın da benimle gelmesi için izin istedim. Semra Hanım izin verdi. Ancak, oğlu Ata’ya da, ‘O pis şeylerden içme. İçersen hakkımı sana helal etmem’ diyerek uyarıda bulundu.’

Ata'nın programdaki arkadaşı Ahmet Akman ise Cansever'in menajeri Erhan Arı'nın olayla ilgili çok fazla şey bildiğini işaret ediyordu.

'Cansever’in bardaki programı saat 23.00 gibi bitmiş. Yanlarında Erhan (Arı) diye bir şahıs daha var. Üçü kaldıkları otele geliyorlar. Erhan ile Ata’nın, otelde aynı odada kaldıklarını öğrendim. Gece yarısı 01.00 gibi Ata, Erhan’la birlikte otelden ayrılıyor. Sabaha karşı 04.00’te geri dönüyorlar. Ata ayakta duracak durumda değilmiş. Bunu da otel görevlileri söylüyor. Erhan görevlilerle beraber, Ata’yı odasına çıkartıyor. Erhan Arı, Ata’nın alkolü fazla kaçırdığını söylüyor. Ayakkabılarını bile çıkartmadan yatağa yatırdığını söylediler. Erhan 15.00’te uyanmış ama Ata’yı uyandıramamış. Cansever’e söylemiş. Birlikte yukarı çıkmışlar. Ata yan yatıyormuş, çevirdikleri zaman ağzından kan geldiğini görmüşler. 112 Acil’i aramışlar. Ambulans geldiğinde Ata hayata gözlerini yummuş.

Ben Erhan Bey’i gördüm. Farklı cinsel tercihi olan biri olduğu doğrudur. Ata’nın böyle bir eğilimi yoktu. Ama yine de emin olamıyorum, çünkü gece 01.00 ile 04.00 arasını onlar yaşadılar. Ata bu saatten sonra konuşamaz. Bütün sır Erhan’da saklı. Doktorlara Ata’nın kıyafetlerini almak istediğimi söyledim ama Ata’nın hastaneye çıplak geldiğini söylediler. Sadece üzerinde boxer’ı varmış. Erhan Bey ise ‘Yatarken ayakkabılarını bile çıkartmama izin vermedi’ dedi. Burada bir çelişki var.’'

Kimisi Ata'nın o gün 3-4 duble viski içtiğini, kimisi Adana'da bir sevgilisinin olduğunu, kimisi ise uyuşturucu yüzünden öldüğünü söylüyordu.

Adana Adli Tıp Kurumu’nda Ata Türk’ün cesedinden alınan kan örneği, kısa sürede incelendi. Türk’ün, aşırı miktarda Extacy adlı uyuşturucu ve uyarıcı nitelikli ilaç ve az miktarda da esrar maddesine rastlandı. Alkol oranı ise yok denecek kadar az düzeyde bulundu.

Semra Hanım oğlunun ölümüyle fena halde sarsılmıştı. Belki de bu yüzden oğlunun şehit olduğunu düşünmek istiyor ve şu açıklamayı yapıyordu:

'Dostlar sağolsun. Ben hiç üzgün değilim. Asker kızıyım, güçlüyüm. Bunca şehit varken benim de bir şehit vermem gerekiyordu.'

Ancak kriz bitmiyordu. Semra Hanım'ın şehit sözlerinden sonra Ata'nın tabutuna Türk Bayrağı sarılmıştı. Bu durum Türk Bayrağı Kanunu ve Türk Bayrağı Tüzüğü'ne muhalefetten başlatılmasına sebep oldu.

Bayrağı saran yakınlardan Fatih Ergündüz hakkında soruşturma açıldı. Daha sonra serbest bırakılan Ergündüz'ün sözleri şöyle oldu:

'O anki psikoloji ile yapılmış bir hareketti. Herhangi bir kastım yoktu. Şehit ailelerinden özür diliyorum. Elbette ki Ata şehit değildir. Semra hanım da acısı sırasında o sözleri sarf etti. Bu yüzden tüm şehit ailelerinden özür diliyorum

Olayın üstünden yıllar geçti ve çoğu kişi bu ratingle mahvolan hayatı unuttu. Ancak geçtiğimiz günlerde Sinem Umaş'ın cenaze ile ilgili yaptığı açıklama herkesin tüylerini bir kez daha diken diken etti: Ata'nın tabutu taşınma esnasında düşmüştü!

Geldiğimiz noktada herkes bambaşka hayatlarda varlığını sürdürmeye devam ediyor. Sinem Umaş sosyal medyada oldukça aktif. Özellikle hayvanlarla ilgili konularda aktivistliğini devam ettiriyor.

Semra Kaynana ise artık eskisi kadar göz önünde değil. Zaman zaman çeşitli programlara çıkıp o kara günü anlatarak ağlıyor, belki de yeniden o anı yaşıyor. Ata ise artık yok...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Avrupa Yakası Fatoş Olarak Tanıdığımız Şenay Gürler'in Sevgilisi Olan Sporcuyu Öğrenince Şaşıracaksınız
Evli Bir Kadının Kocasıyla Yaşadığı Tuhaf İlişki İtirafına Selin Karacehennem'den Gelen İlginç Yanıt
Gördüğünüz Andan İtibaren Gençliğinizden 15 Yılı Çalıp Götürecek Birbirinden Acayip Görseller

Popüler İçerikler

Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu
Kasımpaşa’nın 18 Yaşındaki Futbolcusu Yasin Özcan 8 Milyon Euro’ya Aston Villa’ya Transfer Oluyor
Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
YORUMLAR
14.04.2022

yapacağınız içeriği...

Semra kaynana çok ağır bir bedel ödedi.

14.04.2022

sinem kendini bambaşka biri yapmış.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ