Bilemiyoruz, algılayamıyoruz, tanımlayamıyoruz çoğu zaman, kendimize bayram şekeri almaya gelmiş, hemen avucumuza dolduracak bir an evvel diğer kapıları çalmaya can atan çocuklardan farklı muamele yapamıyoruz.
Halbuki misafir değiliz, ev sahibiyiz; evin bütün kırığından, döküğünden, masrafından, görünüşünden biz sorumluyuz. Bazen oturduğumuz bir kafede belki bir daha hiç görme ihtimalimiz olmayan birini tanımak için var gücümüzle seferber oluyoruz. Hayatımıza insanlar geliyor-gidiyor, yeni-eski birçok kişi dahil oluyor. Herkes için minimal düzeyde fikir sahibi olabilmekle birlikte bir tek aynaya baktığımız zaman kaçıyoruz.