Selda Terek Yazio: Eril Faillik Nedir?

Günümüz edebiyatçılarından Hasan Ali Toptaş’ın bir Twitter paylaşımı geldi bu sabah önüme.

Diyor ki:

Toptaş, “Eril faillik” yazmış ama “Eril fallik” demek de istemiş olabilir. İkisi farklı kavramlar. Daha doğrusu, Toptaş’ın iki kez “faillik” yazdığı erilliğin içini

belki de bizim doldurmamız gerekiyor. Önce şunu net olarak belirteyim: Burada amacım yalnızca bu tweetin ne manaya geldiğini anlamak...

Vikipedi diyor ki: Fallik dönem, psikoseksüel gelişim evrelerinin üçüncüsüdür. 3.yaşın sonundan 6. ya da 7. yılın sonuna dek sürecek olan bu evrede, çocuklar cinsel organlarına, cinsel farklılıklara ve onların anlamlarına yönelir. Sevgisini kendisinin dışında ve karşı cinse doğru yöneltmeye başlar.

Yani daha basitçe, “Fallik dönem”, bir bebeğin anne memesini (ya da önüne gelen her şeyi) emdiği oral döneme verilen ad. Sıralama şöyle gidiyor: Oral, Anal, Fallik, Örtülü, Genital dönem... Bütün bu dönemlerde bir çocuğun yaşamsal davranışları öğrendiğini gözlemliyoruz. Ancak takdir edersiniz ki bu dönemlerde yaşanan travmalar da epeyce kalıcı oluyor.

Konuyu analiz etmeyi uzmanlarına bırakalım, biz sadede dönelim.

1920’den beri psikanalistlerin bile içinden çıkamadığı bazı kırılımları burada çözüme ulaştırmaya kalkacak kadar hadsiz değilim, dedim ya sadece anlamaya çalışıyorum.

Hop gelelim bugüne ve Hasan Ali Toptaş’ın tweetine. Kastedilen “Eril Fallik” değilse, “Eril Faillik” ne? Erkeklerin çıldırmış olması ve kadınlara öç alır gibi davranmalarının, fazla ısrarcı cinsel yaklaşımlarının ardında yatan sebebi mi açıklamış ve özür dilemiş, yoksa ne? Bu tweetten ne anlayalım? Farkında olmadığı davranışları neymiş? Erkekler kadınları zorlarlarken, cinsel olarak hadlerini aşarlarken, öldürürlerken neyin farkında değiller? Bunun psikanalizde bir açıklamasının olmasının değil herhalde. Kaldı ki yetişkin davranışındaki defolar sürekli erken evre gelişimine bağlanarak açıklanamaz. Çocukluk üzerine koyulmuş bir dolu yaşam tecrübesinin davranışlar üzerinde olumlu rol oynaması beklenir. Biz buna tecrübe, olgunluk, bilinçlenme diyoruz.

Tweetinde “...... samimiyetle özür diliyorum” yazıyor Toptaş... Ancak bu işler kamuoyuna birkaç satır mesajla halledilemiyor maalesef. Samimiyeti anlamak için ses tonu, vücut dili, göz kontağı ve mimik de gerekiyor. Bunu yıllarını iletişim derslerine vermiş bir eğitimci olarak söylüyorum. Ancak görünen o ki ortada bir çeşit farkındalık yaşanıyor. Ama zorunlu ama değil, belki samimi belki değil. Belki de basın danışmanlarının yönlendirmesiyle yazılmış ya da tamamen içten gelen... Yine de bir mesaj yetmez! Farkındalığı ve belki de pişmanlığı destekleyen başka davranışların da olması gerekiyor.

Ben yalnızca toplumdaki duruşu net olan ve kitaplarında “şiddetin/tacizin her türlüsüne hayır” diyen biri olarak söz söylüyorum.

Bizleri hayatta geliştiren şey hatalarımızdan çıkardığımız derslerdir. Hata tekrarlanmıyorsa ancak samimiyete inanılır. Yani bekleyip göreceğiz. Unutmayın linç, duygudan sonuca varmaktır.

Yeri gelmişken şuraya üç beş madde bırakıp kaçayım.

1- Değerli karşı cins! Biz kadınlar, seviyoruz sizi. Anne olarak, evlat olarak, eş, arkadaş, kardeş olarak. Bi zahmet kaba kuvvet kullanmayın bizlere ve mümkünse öldürmeyin.

2-  Değerli karşı cins! Biz birlikte güzel ve üretkeniz. Birlikte yaşamayı becerebiliriz.

3- Değerli karşı cins! Cinsel sorunlarınızın tek suçlusu siz değilsiniz elbette ama bilinçlenmiş, yetişkin insan seçilmiş hareket yapar. Lütfen artık kendimize gelelim.  Size öğretildiği gibi olmayabilir erkeklik/kadınlık, bunu bir düşün, beyninizi (başınızın üzerinde olanı) kullanın hareketlerinizi seçerken.

Hangi dönemim ne FAİLİ (!) olursanız olun...

Hoşça ve sevgiyle kalın.

Instagram

Facebook

Wordpress

Twitter

Popüler İçerikler

İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti