İşte, gözlem sonucu ortaya çıkan ve belki de maddi dünyayı algılama biçimimize temel oluşturan bu tuhaf deney “dalga işlevinin çökmesi (collapse of the wave function)” olarak bilinir. Teknik detaya takılmayın, ben de anlamıyorum. Bu deney, mikroskobik bir olayı makroskobik boyuta taşımak için düşünülmüş meğerse; yani gerçekte böyle bir deney yapılamaz. Ayrıca kutu açılmadan önceki durum için, kuantum fizikçileri, “kedinin hem ölü hem de canlı olduğu” bir üçüncü olasılığın da var olması gerektiğini söylemiş ve vaktiyle birbirlerine girmişler. Yani bir deli kuyuya taş atması, yüzlerce akıllının çıkaramaması durumu.
Uzun lafın kısası, o kutuyu açmak lazım Mehmet Ali Bey. Ha bir de Pandora’nın kutusu var ama konumuzla alakası yok. Mevcut duruma kutu açılmadan şu yorum yapılabilir ancak; mutlaka bir şekilde “Malkara Keşan hopbala paşam” pozisyonu yaşayacağız. Yani şaşıracak, kızacak, sevinecek, “Ayy Biden en çok bizimle telefon konuşuyor, demek ki en çok bizi seviyor” hissine kapılacağız.
Sadede gelecek olursak: Amerikan siyasetinin bende yarattığı his şu; tahmin edilememe üzerine kurulmuş pek çok parametresi olan bir oyun... Ayrıca tek adam işi de değil, sistem işi, üst akıl işi. Öyle “Benim adım Hıdır, yaptığım budur” işlemiyor. İşte bu nedenle kampanya döneminde liderler ne söylenmiş olurlarsa olsunlar, gelecek günlerde olacaklar, yine o günün konjonktürel durumuna bağlı olacak.
Ayrıca tek adam olmaya çalışan, dediğim dedik çaldığım düdük tarzı liderler o coğrafyada uzun ömürlü olamazlar. Ne kadar toz kaldırmayan, geniş gülüşlü, etliye sütlüye karışmayan, kısaca politik lider tiplemesi varsa, ABD vitrine onu koyar. Trump bir istisnaydı.
Hoşça ve sevgiyle kalın.