-İnsan ideal bir varlık değildir, iç ve dış görünümlerimiz farklıdır. Bu sebepten cüce figürler çalışmak istedim. “Cüceler” biraz fantastik ve kurgusal resimlerimden. Cüce figürler, dışlanmışlıklarıyla kendi içlerindeki birliktelik ve hesaplaşma hali, gizemi ve esrarengiz ifadeyi güçlendiren ışık oyunları ile bir tasarım çalışması olmuştur.
+'Cafe' ve benzeri eserlerinizde gerçeküstü öğeler (uçan evler, şiirsel deformasyonlar, beklenmedik mekânlar) dikkat çekiyor. Bu tür öğeleri kullanarak, izleyiciyi alışılmışın dışında bir düşünce sürecine davet ediyor musunuz? Gerçeklik ve hayal arasındaki bu geçişler, insanın içsel arayışlarına veya toplumsal normlara dair bir eleştiri taşıyor mu?
Zaman zaman düşsel ve masalsı diyebileceğimiz kurgular tasarlıyorum. Sürreel yaklaşımlarda bulunarak bazen sorgulayıcı, bazen simgesel imgeler kullanmanın ifadeyi güçlendirdiğini düşünüyorum. Aynı zamanda anlatım dilinin yelpazesini genişletmek adına yaratım sürecini destekliyor. Kuş figürleri ile kullandığım bazı figürlerimin burunları gaga şeklinde. Burada kuş özgürlüğü simgeliyor. Figüre yüklediğim bu simgesel işaretlerin üslubumla bütünleştiğini düşünüyorum. Sanatın temel amacı sizce nedir? Güzellik sunmak, düşündürmek, sorgulatmak mı yoksa başka bir işlevi mi var? Eserlerinizle izleyicide hangi duygu veya düşünceleri uyandırmayı hedefliyorsunuz? Sanat çok göreceli ve evrensel bir kavram tek bir amaca hizmet ettiğini söyleyemeyiz. Sanat tarihini incelediğimizde her dönemin, sanatı farklı bakış açıları ile ele alınmıştır. Bana göre sanat eseri içeriği ne olursa olsun ortaya çıktığı dönemin izlerini taşıyan belge niteliğindedir. Benim sanatıma gelince eserlerimle yarattığım etkiyi şu şekilde yorumlayabilirim. Üslubumun çocuksu deformasyonları, insanın insana bakışındaki saf ve samimi duygular, zengin renk paletimin etkisiyle izleyiciyi başka bir dünyaya taşımak olabilir.
+Varoluşsal sorgulamalar eserlerinizde nasıl yer buluyor? İnsan halleri, yalnızlık veya aidiyet gibi temaları işlerken izleyiciye nasıl bir mesaj iletmek istiyorsunuz?
An yok ki insan varoluşunu sorgulamasın. İnsan düşünen bir varlık olduğu için sürekli sorgulama halinde. Sanatın ifade dili de bu sebepten ortaya çıkıyor bence. Sanatımı oluştururken acıdan beslenen bir sanatçı olduğumu söyleyemem. Benimki sıradan bir insanın bile “an” içindeki varoluşsal sorgulaması diyebiliriz. Gündelik bir anlatımla insanlar arasında kurulan bağları, umut ve sevgi barındıran ufak temasları, hüznü, melankoliyi, yalnızlık ve sıkışmışlık duygusunu samimi bir üslupla sunarken izleyiciyle bağ kurabilmek istiyorum.