İnsanoğlunun eleştirebileceğiniz tüm o kötü yönlerine rağmen (kendisi dahil tüm canlılığı itinayla katletmeye devam etmesi, kokuşmuş siyaset vb. gibi) Dünya yüzeyinde inşa ettiği ilk yapılardan uzayda ‘evler’ inşa edebilecek düzeye gelmesi gerçekten inanılmaz.
Bunu gerçekten isterdim. Ama durum öyle değil. Neden bazı firmalar ve uzay ajansları durmaksızın uzaya yatırım yapıyor? Çünkü uzayda para var. Uzayda teknolojik ve bilimsel gelişim var. Uzay Dünya liderliği için zapt edilmesi gereken yeni cephe! Uzayda lider olan Dünya’nın lideri olur. O nedenle zenginlerin uzaya yatırım yapması çok mantıklı. Uzaya yatırım yapmayan ülkeler ise ancak izlemekle yetinecekler.
Uzay seyahatlerini alçak yörünge, yörünge ve Ay seyahatleri olmak üzere üç gruba ayırabiliriz. Bugünlerde ve önümüzdeki yıllarda bolca göreceğimiz uzay turizmi tipi alçak yörünge uzay yolculukları olacak. Yani hedef 100 km’nin üzerine çıkmak. Geçmişte yörünge seyahatleri olsa da (Uzay istasyonuna giden Dennis Tito, 2001) gelecek yıldan itibaren uzaya düzenli olarak gidildiğine şahit olacağız. Yıllar geçtikçe uzaya ulaşmak çok sıradan bir şey haline gelecek.
Takdir edersiniz ki tüm bu ilerleme bilim sayesinde mümkün oldu. Örneğin Jeff Bezos veya Elon Musk roket fırlatmadan önce yıldız haritasına bakmadı veya Mars retrosunu analiz etmedi. Bilim ve onun beslediği mühendislik sayesinde mümkün oldu. Bu gerçekten hareketle tüm sahte bilimlerden de uzak durulması gerektiğini hatırlatalım. Nitekim, nöronlarımızı daha yararlı şeyler için kullanmalıyız. Bak elin oğlu kullanıyor ve uzaya dolmuş göndermeye başladı bile!
Bana sorarsanız 100 km üzerine çıkan herkes astronot unvanı alır (veya bağlı olduğu ülkeye göre taykonot, kozmonot veya Hüsamettin fark etmez. Astronot olur).
Resmi olarak uzay seyahatlerini başlatan ilk firma 11 Temmuz 2021 tarihinde Virgin Galactic oldu. İki uçaktan (veya uzay gemisinden) oluşan sistemde yolculuk 90 dk civarı sürüyor. Ağırlıksızlık deneyimi ise 4 dk sürdü. VSS unity (küçük uzay gemisi) içindeki astronotlar 86 km’ye ulaştı ve başarılı bir şekilde yüzeye geri döndü.
Uzay turizmi yarışında ikinci sırada uzaya yolcu taşıyan firma Blue Origin oldu. 15 kez başarılı (ama insansız) uçuş yapan New Shepard roketi (Blue Origin kapsülünü uzaya çıkaran roket) bu uçuşlardan sekiz tanesinde 100 km’nin üzerine çıkmayı başarmıştı. Blue Origin insanlı olarak 100 km üzerine çıkarak uzay turizminde bir ilki başardı.
Blue Origin’in başarılı uçuşu başka bir ilke daha imza atmış oldu ve yolculardan Oliver Daemen en genç (18) ve Wally Funk en yaşlı (82) astronot oldular.
1) Şu an için (ve önümüzdeki 5-10 yıl boyunca) uzay yolculuğu biletleri normal vatandaş için çok pahalı olmaya devam edecek. Ancak bir yerden sonra kredi kartına 12 taksit dileyen herkes uzaya gidebilecek veya bir miktar banka kredisi çekerek (bankacılar buna çok sevindi! Adı da hazır: Yörünge Kredisi! –hayat sigortası yok elbette!-).
2) Uzaya çıkıp ardından hemen inişler yerine Dünya etrafında tur yapan seyahatler görebiliriz.
3) Ay seyahatleri göreceğiz ve muhtemelen bunu ilk başaran firma SpaceX olacak. Benzer zamanlarda Ay etrafında dolanan uzay istasyonu görebiliriz.
4) Uzay otelleri göreceğiz. Teoride yapay yer çekimi oluşturmak sorun olmasa da pratikte bunu başarmak yıllar alabilir. Ama bir gün olacak.
5) Mars seyahatleri (öncelikle bilimsel amaçlı) göreceğiz. Mars etrafında uzay istasyonu göreceğiz.
6) Kaçınılmaz olarak tüm bu ilerleme sonunda hayatımıza yeni teknolojilerin girdiğine şahit olacağız.
Bu yazıyı üzerinde düşünmemiz gereken bir sözle bitirmek istiyorum:
Eller gidiyor Mars’a biz kapmaya çalışıyoruz Dünya’da arsa.
Hedefimizi yüksek tutmalı ve dünyadaki ilerlemelerden geri kalmamalıyız. Sadece ülkemizin uzaydaki geleceği için değil insanlığın geleceği için bunu yapmalıyız.
İnsanoğlu bu gezegende hayat buldu ancak yok oluşu bu gezegende olmayacak. Bizler kozmik denize yelken açmak için var olmuşuz. Bu kader, yıldızların merkezlerinde üretilen elementlerden oluşmuş vücudumuza kodlanmış bir kere. Bu kanımızda var. (Kaostan Kozmosa Evrenin Hikayesi kitabımdan).
Uzayla ve bilimle kalın.