Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, Demirtaş'ın 24 Aralık 2015'te Atatürk Havalimanı’nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, olay tarihinde Başbakan olan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak söylemlerde bulunduğunu anlattı. Mütalaada, sanığın söylemiş olduğu ifadelerin görüş, açıklama ve eleştiri sınırını aştığı belirtilerek, söz konusu ifadelerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğü 10. Maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği kaydedildi.
Sanığın açıklaması ve ifadelerinin kabul edilebilir eleştiri ve ifade özgürlüğünü aştığı değerlendirilmesinde bulunulan mütalaada, sanığın katılanlara yönelik hakaret suçunu işlediğinin sabit olduğu belirtildi.
Mütalaada, Demirtaş'ın tek bir eylemle “hakaret” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçları işlediğine yer verilerek, sanığın en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması gerektiğini kaydedildi.
Mütalaada, sanık Demirtaş’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
Mütalaanın okunmasının ardından Demirtaş'ın avukatları beyanda bulundu.
Selahattin Demirtaş'ın da son sözlerinin sorulmasının ardından mahkeme heyeti, davayı karara bağlamak üzere duruşmaya ara verdi.
Ne cumhurbaşkanıymış arkadaş.
avrupa insan hakları mahkemesi, mahkemelerinizin aldığı kararlar yok hükmündedir dedi ve hala milyonların iradesi rehin tutuluyor. Aurelius Augustinus da dediği gibi; “Adalet olmayınca devlet büyük bir çeteden başka nedir ki?”
teröristtir değildir tartışılır. ama bunca zaman yargılayıp, hapsedip anca bundan hüküm giyiyorsa (faşist sistemlerinin standart cezası oldu bu), bu sonucun siyasi olduğunu görmek gerekir. kesin teröristtir, oh olsun demek ve kararı desteklemek, kişinin "demokrasiyi" sadece kendisi için istediği anlamına gelir. ve maalesef bugün, tam da bu yüzden bu haldeyiz.