Ching Shih, hayatta daima ne oldum değil, ne olucam dememiz gerektiğinin en net kanıtlarından bir tanesi. İşte onun seks işçiliğinden korsanlığa giden ilginç hikayesi:
Ching Shih, hayatta daima ne oldum değil, ne olucam dememiz gerektiğinin en net kanıtlarından bir tanesi. İşte onun seks işçiliğinden korsanlığa giden ilginç hikayesi:
1775 yılında güneydoğu Çin'de doğup büyüyen Shih, gençlik yıllarında bir gemide seks işçisi olarak çalışmaya başlar. 1801 yılında Kırmızı Bayrak Filosu (Red Flag Fleet) isimli korsan grubunun başındaki Zheng Yi isimli adamla tanışması ise hayatında köklü bir değişikliğe sebep olur.
Shih'in verdiği yanıt ise evet olur; ancak belirli şartlar altında. Kırmızı bayrak filosunda Yi ile eşit haklara sahip olacak, elde edilen hazinelerin yarısı kendisinin olacaktır. Yi bu şartları kabul eder ve ikili evlenerek koca bir korsan filosunu birlikte yönetmeye başlar.
İkilinin evlendiği sırada filoya ait 200 gemi vardır ancak bu sayı daha sonra başka filolarla yapılan güç birliği ile 1800'e çıkar. Kırmızı bayrağın kazanacağı ilk başarı 1804 yılında gelecektir: Makao'da bulunan bir Portekiz ticaret limanını kuşatan filo, Portekiz gemilerinin karşılık vermesi sonucu küçük bir harbe girerek limanı ele geçirir.
Kırmızı bayrağın kumandanı olan Yi, 1807 yılında Vietnam'da gerçekleşen bir savaşta yaşamını yitirir ve böylece Shih, filonun tüm sorumluluğunu üstlenir. Yardımcısı olan Chang Pao'dan yardım alarak yoluna devam eden Shih, bu tarihten sonra bir komutan olarak görülmedik başarılara imza atacaktır.
Shih, katı bir yönetim tarzına sahiptir. Üstelik saldırılardan elde edilen tüm maddelerin kayıt altında tutulmasını ve ondan sonra filoya dağıtılmasını emretmektedir. Kurallar, hazineyi ele geçiren geminin gelirin %20'sini alması yönündedir ve eğer ele geçirilen herhangi bir şeyin saklandığı ortaya çıkarsa bu korsanlar Shih tarafından kırbaçla ya da kafaları kesilerek cezalandırılacaktır.
Filonun amacı, Çin'in güney sahil şeridini yağmalamak ve ele geçirmektir. Bu amaçla yola çıkan ve birkaç kenti ele geçirip sayısız kenti vergiye bağlayan filo, hâliyle şiddetin dozunu da arttırmıştır. Örneğin filoya direnenler ele geçirildiğinde, Shih onları ayaklarından gemiye çiviletiyor, daha sonra ise dövülmelerini emrediyordu. Bu yöntem fayda göstermiş olacak ki, Shih'in döneminde Çin hükümetine ait tam 63 gemi batırılmıştır.
Ona sahip olduğu ünü veren bir başka durum da gemilerinde bulunan kadın mahkumlar için belirlediği kurallardır. Shih, tayfasının gemilerde bulunan kadın mahkumları eş olarak almasını kabul etmektedir ancak bir şartı vardır: Bu kadınları eş olarak alan erkekler, onlara asla ihanet etmeyecek ve bakımlarını üstleneceklerdir. Bu kurallara uymayarak eşlerine sadakat göstermeyen ya da onlara tecavüz eden erkeklerin ise başları kesilerek hayatlarına son verilecektir.
Kısa sürede neredeyse ülkeyi ele geçirecek güç elde eden Shih'in artık durdurulması gerekmektedir. Bunun için harekete geçen Çing Hanedanı, savaştan çok daha mantıklı bir yöntemle korsanlara ülkeye dönmek için af çıkarır. Böylece Shih de diğer korsanlarla birlikte gemisinden iner ve yaşamına bir sivil olarak devam eder. Bu süreçte Pao isimli bir adamla evlenerek bir kumarhane açan Shih, 1844 yılındaki ölümünde kadar burayı işletir.