İstanbul kalabalık, trafik çok, hava nemli... Eee, nasıl devam edecek bu İstanbul sevgisi? Şimdi şöyle oluyor ki, bir araca atlayıp ister günü birlik, ister hafta sonluk, kaçamak yapıyorsunuz. Sevgilinizle, ailenizle, arkadaşınızla ya da yalnız... Mekan önerileri benden! Siz nasıl gideceğinize karar verin yeter. 😉
Bisiklet ve yürüyüş parkuları bulunan, bol piknik alanlı, İstanbul'un göbeğinde koca bir doğal ortam. Yalnız hafta sonları acayip kalabalık oluyor, söylemedi demeyin.
Yer: Beykoz'a bağlı güzide bir mekanımız. Buyrun, bu da tam adresi: burada
İstanbul'un Beykoz ilçesine bağlı, Karadeniz'e bakan İstanbul kıyı kasabalarından biri. Kamp için, doğa sporları için ve yüzmek için güzel bir yer. Özellikle köy merkezini çok severim, insanları çok bi şirin! 😍
Yer: Beykoz'a varın, tabelaları takip edin! Ya da buraya bakınız efenim...
Sahilde balık keyfini Güzel balık yemek isteyenlerin durağı Poyraz Köyü'nde, hafta sonu stresinden biraz olsun uzaklaşabilirsiniz. Yanında da mezeler cabası...
Ağlayan Kaya, taşlar arasından çıkan bir su kaynağıdır. Akış biçimi ağlayan bir insanın gözyaşlarına benzetildiği için bu adı almıştır.
Karadeniz'e dökülen Koca Dere'nin iki tarafına dizilmiş tatlı restoranlar, bir kıyıdan diğerine geçerken kullandığınız ahşap sallar ve tabi ki orman evleri... Plajının da bir o kadar keyifli olduğu anlatılıyor.
Yer: İstanbul'a 97 km uzaklıkta, Şile'nin doğusunda. Burada!
Etrafı ormanlarla çevrili, Karadeniz'in deli dalgalarının meydana getirdiği inanılmaz kaya oluşumlarına sahip yer...
Yer: Ağva'dan biraz daha doğuya giderseniz Kerpe'ye ulaşırsınız. İstanbul'a uzaklığı yaklaşık 170 km.
Yüzmeyi iyi bilenlerin tercih etmesini, bilmeyenlerin farlı güzellikte bir yere gitmesini tavsiye ederim. Kayalıklardan atlamak ve dalgalarla oluşmuş localarda keyif yapmak için muhteşem bir seçim.
Yer: Kerpe'nin daha doğusunda gözükse de, merkezi olarak İstanbul'a uzaklığı 168 km olarak gözüküyor.
İşte burada!
Marmara Denizi'nin en güzel yerlerinden biri olan Bayramoğlu, yazlık için gerçekten ideal yerlerden biri. Bunun yanı sıra, ada olarak adlandırılan kısımda, birkaç küçük pansiyon da bulunuyor.
Sapanca Gölü civarında oturanlar bir efsane anlatır: Eskiden gölün suları çekilince minarenin tepesi gözükürmüş. Bir gün yaşlı bir dede, eskiden yerleşim olan göle gelip herkesten ekmek istemiş, ama kimse vermemiş. Sadece oldukça fakir bir kadın dedeye ekmek vermiş, dede de ona karşı tepeyi göstererek, ardına bakmadan aş demiş. Kadın tepeye ulaştığı sırada, köy sular altında kalmış. Şimdilerde ise balık tutmak, yüzmek, kano ve diğer su aktiviteleri gerçekleştirilmek için enfes bir göl...
Yer: Adapazarı ve Gölcük arasında bulunuyor. Yani, burada.
Kocaman bir plajı ve Marmara'nın pek çok yerine göre temiz bir denizi var. Çok turistik bir yer haline gelmiş olsa da, hafta içi kaçamakları için güzel bir tercih olabilir.
Yer: burada
Avşa Adası'nın ünlenmesi ile biraz gözden düşmüş olsa da, sakin çay bahçeleri ve şahane koyları ile halen güzelliğini koruyor...
Yer: burada
Kapıdağ Yarımadası'nda yer alan, denizinde çoğunlukla denizanalarının bulunduğu, ama yin ede kendine has bir şirinliğe sahip Erdek, eski popülaritesini kaybetti. Bu bir yandan iyi oldu kalabalk azaldı, bir yandan da o popüler dönem Erdek'ten çok şey aldı götürdü...
Yer: Bandırma'ya feribotla ulaşıyorsunuz, oradan 15 dakikada Erdek'tesiniz!
Muhteşem koylarındaki en önemli ativite dalış. Bunun sebebi de suyun oksijen seviyesinin oldukça yüksek olması ve tuz oranının da bununla beraber yüksek olması. İkisi de beraberinde deniz canlılarının çeşitliliğini artırıyor. Enez'den Güneyli'ye pek çok köyü ile oldukça canlı bir körfez...
Yer: Edirne ile Çanakkale arasında kalan körfez. Koylardan biri olan Güneyli'nin adres linkine buradan ulaşabilirsiniz.
Kumbağ'dan Mürefte'ye giderken uçurumlarıyla, manzarasıyla, bağıyla, ev şarabıyla, efsanevi defineleri ve keklikleri ile meşhur bir bölge. Bu güzel belde aynı zamanda, yamaç paraşütü tutkunlarına sesleniyor.
İstanbul'dan sırf bu lezzet için günübirlik gidip gelebileceğiniz yer, Tekirdağ. Size önerebileceğim mekan ise meşhur mu meşhur Özcanlar Köfte.
Yer: Atatürk Bulvarı, Tekirdağ.
Fotoğraf çekmekle ilgileniyorsanız, makinenizi elinizden düşürmeyeceğinizi garanti ediyorum! Sit alanı olduğu için doğası bozulmamış nadir yerlerden biri. Aynı zamanda gitmişken böğürtleninden ve o muhteşem köftesinden de yemeyi ihmal etmeyin.
Yer: İstanbul'dan Bulgaristan'a ilerlerken, Karadeniz kıyısında, burada.
Meşhur Edirne Ciğercisi Kazım Usta’nın ciğerlerinin ünü 40 yıllık. Damadı İlhan Şen de bu mesleğin erbabı olunca Kazım ve İlhan Usta birlikte anılmaya başladı. İnce kesilmiş dana ciğeri dolapta 6 saat bekletiliyor, sonra kızgın yağda pişiriliyor.
Yer: Osmaniye Cad. Edirne.
Kasabanın Rumca adı Madea'ymış, sonrasında halk dilinde Midye olarak adlandırılmış. 1940'tan sonra ise ismi Kıyıköy olmuş. Dehşet güzel bir manzaraya sahip, üstelik çok ucuza oldukça güzel bir balık ziyafeti de çekebilirsiniz.
Yer: Kırklareli'ye bağlı, Papuç Deresi'nin hemen yanında bulunan köy.
Biraz pahalı olmakla beraber, gidenler bir sabah gidip ertesi sabah kadar aralıksız eğlenebiliyorlarmış. Elektronik müzik sevenlere tavsiye edilir!
Yer: Kilyos sahil şeridinde, burada.
İstanbul'un bu kadar yakınında olup, ondan bu kadar uzaklaşabilmek mümkün mü, diye düşünmenizi sağlıyor. Pırıl pırıl bir deniz, yeşil ağaçlar, hatta çamlarla çevrili küçük bir göl bile var.
Yer: Sarıyer'den sonra Rumelifeneri oklarını takip ederek yukarılara çıkıyoruz. Koç Üniversitesi'ne yaklaşınca orman yolu başlıyor. Çam ağaçlarının arasında kıvrılarak balıkçı köyü Fener'e varıyoruz. Köy meydanında Vosvos Camping tabelası beliriyor.
Sarıyer'e bağlı Garipçe köyü, 3. köprü inşaatı sebebiyle cazibesini kaybetse de, balıkçıları ve kahvaltısıyla ünlü. Köy tereyağından muhteşem reçellere, bir kuş sütü esik kahvaltılar için Asmaaltı Cafe Restaurant ya da Garipçe Aydın Balık'ı şiddetle tavsiye ederim!
Tamam, yazın oldukça kalabalık oluyor haklısınız. Ama yine de araba sesinden uzak, deniz kenarında, her aktivitenizi gerçekleştirebileceğiniz, Büyük Ada, Heybeli Ada, Kınalı Ada ve Burgaz'ı unutmak olmaz...