Caddebostan sahili, aslında Fenerbahçe'den Kartal'a uzanan bir rotaya sahip. Ama pedal kuvvetinize güvenmiyorsanız Kartal'a kadar dayanamama olasılığınızı düşünüp Caddebostan parkurunda dolanabilirsiniz. Sadece bisikletçilerin değil, koşu yapanların, kaykaycıların ve piknikçi gençlerin de gözdesi olan Caddebostan, cıvıl cıvıl görüntüsüyle size neşe verecek.Büyükada, İstanbul'a bir vapur mesafesinde olan en büyük ada. Eğer hala ziyaret etmediyseniz çok şey kaybediyorsunuz. Büyükada'nın bir avantajı da illa kendi bisikletinizi götürmek zorunda olmayışınız. İsterseniz Büyükada'nın meşhur bisikletçilerinden de kiralayabiliyorsunuz. Büyükada'da gezilecek tarihi yapılar, ziyaret edilecek dondurmacılar olduktan sonra asla pişman dönmeyeceğinize eminiz.Son yıllarda kullanıma açılan ve daha tam keşfedilememiş bir bisiklet yolu da Avrupa yakası'nda Florya-Yeşilköy hattında. Denizi izleyerek ilerleyeceğiniz parkurda Yeşilköy kumsalına da ulaşmak mümkün. Belki bisikletinizi kenara çekip, bir de üstüne deniz bisikleti kiralayıp suyun üstünde pedal çevirmenin keyfini çıkarabilirsiniz.Fenerbahçe'den Pendik'e uzanan rotanın bir parçası sayılabilecek Kalamış Parkı, hem gündüz hem gece bisiklet sürmek isteyenler için uygun bir tercih. Bahar-Yaz aylarında açan çiçekler ve ıhlamur kokuları arasında bisiklet sürmenin keyfi bambaşka. Ahşap piknik masaları bulunan parkta, deniz kenarına yakın bir masa kapıp piknik de yaparsanız sizden mutlusu yok.Bu rotayı izlerken aslında Balat ve Haliç'in tarihi eserlerini de izlemek çok keyifli olacak. Hafta sonları oldukça kalabalık olan bu rotayı sabah erken saatlerde kullanmak, daha uygun olabilir. Haliç rotasının size sürprizi İstanbul'da görebileceğiniz en güzel görüntülerden birine sahip olan Fener Rum Patrikhanesi.Şehrin içinde kalmak fakat biraz da orman havası almak istiyorsanız, İstanbul'un koruları tam sizlik. Yıldız Korusu, Emirgan Korusu, Hidiv Kasrı ve Beykoz Korusu bisikletçilerin ziyaretini bekliyor. Hem piknik yapabilirsiniz hem de korularda bulunan işletmelerde mola verebilirsiniz.Şehir içinde bisiklet sürmekten pek hoşlanmayanlar için bol oksijenli bir tercih de İstanbul sınırları içinde mevcut. İstanbul'un geriye kalan sayılı ağaçlık alanlarından olan Belgrad Ormanı'nda doğayla baş başa 16 km'lik bir parkuru tamamlayabilirsiniz. Yanınızda getireceğiniz hafif yiyeceklerle de tatlı bir piknik sizi bekliyor.Samatya sahilde bisiklet süren insan sayısı diğer sahillere göre düşük olsa da evinize yakınsa kesinlikle tercih edilecek bir rota. Yarımada'ya bakan sahil yolunu izlerken, gerçekten İstanbul'da olduğunuzu bir kez daha hissedeceksiniz.Bu rotanın Avrupa yakası'nda oturanlar tarafından tercih edilmesinin önünü tıkayan en büyük engellerden biri de hafta sonu yaşanan mangalcı-piknikçi yoğunluğu. Fakat bisiklet yolunu kullanabilmek için biraz mücadele vermek gerek :) E bisiklet yolunu geri almak için, pedallar da görünür olmalı. Haydi Bakırköy'e!Şehre ne uzak ne yakın sayılabilecek bir mesafede bulunan Polonezköy, saklı bir cennet olma özelliğini koruyor. Bol oksijende bisiklet sürmeyi önemseyenler için 5 km uzunluğunda bir parkura sahip. İster kendi bisikletiniz, ister oradan kiralayacağınız bisiklet ile ormanın, doğanın ve sessizliğin tadına varabilirsiniz.İstanbul'un en güzel manzaralarından birine sahip Ortaköy-Bebek sahil yolu bisiklet sürmek için de oldukça ideal. Genelde spor yapan ünlüler ile bankta simit yemeye gelmiş halk arasında kalırsınız; ama deniz kokusu alırken bisiklet sürmenin tadına da ancak burada varabilirsiniz. Güzel bir kahvaltı yapmak için de en iyi rotalardan birinde olduğunuzu unutmayın.Bisiklet festivallerini ve organizasyonlarını hala takip etmiyorsanız, bir an önce bisikletçiler dünyasına giriş yapmalısınız. Çünkü Boğaziçi Köprüsü'nden bir kez bile olsun bisikletle geçme şansını ancak özel günlerde yakalayabilirsiniz :)Bisikletliler: http://bisikletliler.org/Cyclehack: https://www.facebook.com/cyclehackistanbul?fref=tsPisiklet: http://www.pisiklet.net/world/Pedal sesi: https://www.facebook.com/pedalsesi