“Bu adam daha neler anlatacak?”
“Bu adamın savaş açtığı adamlar nasıl cevap verecek?”
“Bu adamın savaş açtığı adamlar ne yapacak?”
“Bu adamın sonu ne olacak?”
Tüm bu sorular binlerce insanı bu konuda yazmaya, konuşmaya ve fikir üretmeye itiyor. Parlamentodan, sıradan ailelerin salonlarına kadar herkese üzerinde günlerce, belki aylarca tartışacak konu çıkıyor.
Bu videolardaki genel hikâye ise Holywoodvari bir senaryoya dayanıyor. William Wallace Peker, çocukları ve ailesinin intikamını almak için bir savaşa giriyor. Sinemada da gider, televizyonda da gider, her yerde gider bu tema.
Özetle bir içerik, üzerinde konuşulacak başka içerikler ürettirebildiği anda maksimum ilgi görüyor ki şahit olduğumuz üzere, ürettiriyor da. Gazetecilerin hazırladığı analiz videoları ise yüzbinlerce kez izleniyor. Videoların diğer büyük başarısı muhataplarını cevap vermeye itmesi yani etkileşim vermesi. Kimse videolara kayıtsız kalamıyor.
Benim izleme sebebim hep bildiğimiz karanlık şeyleri başkaları tarafından dinlerdik. Mesela bir gazeteci vs. Ama bu kez tüm bu pislikleri bu işin ta içerisinde olan birinci elden taniklik eden o karanlık insandan dinliyoruz. Yoksa kimsenin bu adama bayıldığı falan yok. Ama hep 90'lardaki gibi karanlık kapılar ardında mi kalsin? Bunu mu isteyelim?, Üstelik tüm yaşananlar ve verilemeyen cevapları ve tabi geçmişi de düşününce daha fazla ilgisini çekiyor insanın. Olay bu
son madde yanlış bence. zaten adamın hedef kitlesi 40 yaş altı. tiktokta 250 milyon kişi izledi ise, hedefine ulaşmış demektir. yıkıcı etki demektir bu. zira bu kitlenin çeyreği bile "ulan neymiş bu olaylar yahu" dese, bu kitle yani z kuşağı tüm gerçekleri görür ve anlar. zaten ileride z kuşağı oy kullanacak. bu videolar ile de oylarını bu zihniyete vermeyeceği kesin. "anadolu insanı" demiş. zaten o kitle ne olursa olsun oyunu verir, hiçbir şeyi umursamaz. yani onların umursamaması pekte bir önem arz etmiyor.
Yıkıcı güç mü .ddd 3 gün sonra unutur Anadolu insanı bunları hele hele tiktok kullanan Anadolu insanı ,dd