Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Barış Pehlivan, köşesinde şunları yazdı:
“Bütün bilgi ve belgeleri kayıt altına aldım. İki farklı ülkeye gönderdim. Öldürülmem halinde, hayatıma kast edilmesi halinde bunları bütün Türkiye öğrenecek.”
Sedat Peker, İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Turhan Çömez’e dedi bunu. Seçim yaklaşırken beklenen “helalleşme videosuna” dair fikir veriyordu. Anlaşılan o ki, o video yakın gelecekte yayımlanmasa bile izlenmeye hazırdı.
Peker’in Birleşik Arap Emirlikleri’nde hem fiziki hem de dijital tecrit altında olduğunu biliyoruz. Benim bilmediğim ise bu cenderenin Türkiye ayağına dair olandı.
Zira...
Önce Peker’in başka hesaplardan dahi paylaşım yapması engellendi. Sonra en yakınındaki isimlerden Emre Olur Türkiye’ye getirilip tutuklandı. Sıra avukatına gelmişti.
Ersan Barkın’dan bahsediyorum...
Meğer avukat Barkın da “Sedat Peker Suç Örgütü” dosyasına dahil edilmek istenmiş.
Tam da Emre Olur tutuklandıktan bir gün sonra...
Yeni öğreniyorum ki Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na dört sayfalık bir suç duyurusunda bulundu. Emniyet, avukat Ersan Barkın’ın attığı altı tweet’ten dolayı yedi yıla kadar hapsedilmesini istedi.
Peki, neydi o tweetler?
Avukat Barkın müvekkili Peker ile yaptığı görüşmenin detaylarını aktarıyordu. Peker, gözaltına alınan Emre Olur hakkında çıkan ve kendisini de ilgilendiren iddialara yanıt veriyordu.
Emniyet işte bu açıklamada dört ayrı suç buldu:
- Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs
- Suçu ve suçluyu övme
- Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme
- Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama...
Garip olan bir diğer nokta şu ki Emniyet kendisinin atmadığı tweet’lerden bile Ersan Barkın’ı sorumlu tutuyordu:
“Avukat Ersan Barkın’ın atmış olduğu tweet’lerin altında yapılan paylaşımlar incelendiğinde, örgüt lideri olmaktan hüküm giymiş Sedat Peker’i kahraman ilan etme seviyesine gelen paylaşımlar olduğu değerlendirildi.”
Nihayetinde...
Bu suçlamalar yapılırken kendilerini de sorguluyorlar mı acaba?...
Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını soyup soğana çevirenleri, eşine dostuna peşkeş çekenleri, alenen satanları ne yapıcaz?