1. Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar,
2. Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma,
3. Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam vb.,
4. Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma,
5. Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık.
Son bir buçuk yılda yaşamakta olduğumuz pandemi döneminde ilk başta güvenlik ihtiyacımızı karşılamaya çalıştık ancak bu süre zarfında kapalı kalan iş yerleri nedeniyle yaşamsal ihtiyaçlarımız daha ağır bastı ve piramidin en üstünde yer alan 3., 4. ve 5. kategorilerdeki ihtiyaçlar artık lüks hale geldi. Şu anda yangınlar, kuraklık, seller gibi doğal afetler nedeniyle yine bu üç kategori lüks görünmeye başladı. Ancak uzun süre sadece fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılayabilmenin insanoğlunu bu çağda mutlu edebilmesi mümkün değil. Yani insanlara, “Yaşıyorsun işte, şükret!” demek, eğitimden nasibini almamış insanların en sık başvurduğu argüman. Ancak pandemi ve yangın felaketlerinin içimizi yaktığı şu günlerde piramidin en altındaki ihtiyaç olan hayatta kalma ihtiyacını bile karşılayamıyorsak, buradan kurtulmanın yolu eğitimden geçiyor.
Yani her sene ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz kuşağında yangınların olması beklenen bir gerçek. Sadece ülkemizde değil tüm Akdeniz ülkelerinde yazın en kuru ve sıcak günlerinde gerçekleştiği bilinen bir felaket. Mesela tarih eğitimimiz iyi olsa, Türk tarihinin ilk yazılı vesikası olan Orhun abidelerinden birisi olan Bilge Kağan yazıtının Kuzey yüzündeki “Türk halkı! Aksisin: acıkırsan doyacağını düşünmezsin, bir doyarsan acıkacağını düşünmezsin.” sözlerini idrak edip, karnımız tokken acıkacağımızı ve buna uygun plan yapmamız gerektiğini bilirdik.
Peki bu beklenen olaylara karşı hazırlıklı olup korunmak için ne gerekiyor? Mesela ülkenin yangın söndürme araçlarını coğrafyamızın ve iklimimizin şartlarına göre hazır tutmak, iklim değişikliğinin gerçeklerine uygun olarak bu araçları çeşitlendirmek ve çalışır durumda tutmak, bunların birbiriyle uyum içinde çalışacağı bir örgütlenmeyi oluşturmak ve hatta bu felaketlerin ilk başta ortaya çıkmasını engellemek için eğitim gerekiyor. İzmariti camdan atmamak, çöpleri doğaya atmamak için tüm toplumun iyi eğitilmesi, ülkenin şartlarını doğru belirlemek için coğrafya uzmanları, biyologlar, ormancılar, harita ve topoğrafya uzmanlarını iyi eğitilmesi, sonra olası yangınların söndürülmesi için itfaiye çalışanları ve yangın uzmanlarının iyi eğitilmesi, gereken araçların bakımlarının yapılması için teknisyenlerin iyi eğitilmesi, araçları kullanacak operatör, şoför ve pilotların iyi eğitilmesi, bu araçların alınması için bütçeyi hazırlayacak uzman ve devlet görevlilerinin iyi eğitilmesi, iyi eğitilmiş tüm bu liyakatli kadroları iş başına getirecek devlet adamları ve siyasetçilerin iyi eğitilmesi, ve son olarak da bu siyasetçileri görev başına getirecek seçmenlerin iyi eğitilmesi gerekiyor.