“Diyelim ki biz öldük siz kaldınız.
Diyelim ki kurudu ormanlar, nehirler kuşlar.
Diyelim ki ateş olup küller üfürdünüz memlekete.
Baktınız, kalmamış yakacak bir tek ağaç sönmeyen ocak.
Akacak tek damla gözyaşı
Sonra?
Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız?
Diyelim ki kurdunuz, külden ağaçlar, uçmayan kuşlar, ağıtlar…
Bu ziftli yaslar sarmışken toprağı, mutlu mu olacaksınız?
Bize nasip bunca kalp ağrısından size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz?
Yazık! Davaya ibadet diye diye toprağına ihanet edensiniz,
Lakin unutmaz toprak,
Bakın göreceksiniz, yakan, bozan, yıkan, ölüm saçan ellerinizden ayırmayın gözünüzü.
Onlar boğacak sizi
Yavaş ve acı içinde kesilecek nefesiniz, henüz gelmeden eceliniz.
Yaktığınız can kadar yanacaksınız.”
Birazcık araştırmış olsaydınız Usta Nazım ın böyle bir şiiri olmadığını fark edebilirdiniz:))