Seda Yekeler Yazio: Gündemden Korunma Rehberi

Kurşun gibi ağır bir gündemin olduğu günlerin en çok beni üzdüğünü iddia edebilirim ama kanıtlayamam. Böyle dönemlerde eskiden evini geçindiren kadın ve erkek öğrencilerim derse hiç odaklanamaz, ödevler aksar ve hatta “Hocam yarınki dersi erteleyebilir miyiz?” talepleri gelmeye başlardı. Şimdi 12 yaşındaki çocuklar faiz politikasının kurlar üzerine etkisiyle ilgili brifing verip “coin” fiyatlarındaki oynaklığı Türk Lirasınınkiyle karşılaştırıp uzun vadeli yatırım tavsiyesi veriyor.

Şakası bir tarafa ama gerçekten de sürekli gündem baskısı altında ezilmek ve “karşı tarafla” mücadelede “cephane” toplamak için herkes kendi kampının fikir önderlerinin videolarını izleyip köşe yazılarını okumaktan yapmaları gereken işleri yapamaz oldular.

Etrafınıza bakın gündüz vakti esneyen insanların sayısının arttığını göreceksiniz. İnsanların gece uykuları bozuldu strese bağlı olarak. Bir eğitmen olarak önceliğim eğitim dünyasının kıyısından köşesinden de olsa içinde bulunan herkesin, ki geniş tanımla bu yaşayan herkesi kapsıyor, eğitime hazır ve istekli olmasını sağlamak ve bunu sürdürmek. Bu nedenle de bu yazıyı kaleme almayı gerekli, hatta zorunlu buldum.

Öncelikli olarak hazırlık olarak neler yapılması faydalı olabilir onu anlatmaya çalışacağım, sonunda da uygulamalı olarak bazı diyalogları dikkatinize sunacağım.

Benim yıllardır işime konsantre olmak için uyguladığım şeyler bazıları:

- “Ehemini mühimine tercih edin!” Ne demek bu? Hayatınızı sürdürmek için ve sürdürürken keyif almak için yapmak zorunda olduğunuz ve yapmaktan hoşlandığınız şeyleri listeleyin. Hayatınızdaki zorunlulukları listenin en yukarısına yazın ve ağır gündemli dönemlerde her iki ya da üç zorunluluk maddesinin altına bir de eğlendiğiniz madde ekleyin. Zorunlulukları bitirmeden eğlence maddesine geçmeyin. Gününüzün her saatini planlayın ve hayatınız buna bağlıymış gibi buna uyun. Tüm bir yaşamınız göz önüne alındığında kaliteli bir hayatla başkalarının planlarının figüranı olduğunuz bir hayat arasındaki ayrım burada başlıyor. Bu paragrafı tekrar tekrar okuyun bence, hatta “ehemini mühimine tercih et!” diye bir dövme de yaptırabilirsiniz. :)

- Meditasyonu ciddiye alın. Kendinizi aynı anda bir sürü şeyi düşünürken bulduğunuz ve kalbinizin hızla çarptığını hissettiğiniz anda ne yapıyorsanız bırakın ve ana odaklanmanın en bilimsel yollarından birisi olan meditasyonu deneyin. Artık bunun için sayısız ücretli ve ücretsiz uygulama var, ben burada ürün yerleştirme yapmadığım için kendi kullandığımı paylaşmıyorum. :) Bu konuda ön yargıları olanlar kimseye söylemeden meditasyon yapabilirler gizli bir köşede. :) Benim tecrübelerime güvenenler bir denesinler, pişman olacaklarını sanmıyorum.

- Sabahları uyandıktan sonra ilk yaptığınız şey sosyal medyaya göz atmaksa bu alışkanlığınızı bırakmak için ciddi uğraş verin. Kendisine hakaret ettirip tazminat davası açıp para kazanmaya çalışan insanlarla doldu orası artık. Özellikle gündemin ağırlaştığı bu günlerde en liberal görüşlü ve barışçıl insanlar bile tuzağa düşebiliyor ve öfke kontrolü zorlaşabiliyor. Ve bilin bakalım kişisel gelişimde neyi istemeyiz? Evet, öfke gibi negatif duyguların bedeninizi ve beyninizi ele geçirmesini. Oğluma hep söylerim, “mutluyken söz verme, öfkeliyken karar verme,” diye.

- “Bilmiyorum” demenin özgürlüğünü yaşayın. Siz tüm bu yukarıdakileri başarsanız da gündemin o son silahından hala kurtulamadınız! Arkadaşlar! Evet evet, arkadaşlarınızdan bahsediyorum. Yanınıza gelecekler ve “duydun mu … ne demiş?” diye soracaklar. İşte bu silahtan korunmanın yolunu size öğretiyorum şimdi: “Bilmiyorum, duymadım, aman bana ne, ben o sırada işimi/dersimi yapıyordum,” gibi kısa cevaplarla bu atakları savuşturun. Bir süre sonra sizden geri bildirim alamadıkları için bu konular için size gelmeyeceklerdir. Mesela iş yerindeyseniz kulaklığınızı takıp sakin ve neşeli müzikler dinleyerek yapmanız gerekenleri yapmaya devam edebilirsiniz.

Hadi gelin şimdi bir canlandırma yapalım:

Gündemden Ezilmiş Arkadaş: Duydun mu dolar nereye çıkmış?

İşinde Gücünde Siz: Maalesef artmış, ama şu an işimi/ödevimi yetiştirmem gerekiyor.

G.E.A.: Baksana filanca ne demiş, yok ya bunlar insanı çıldırtır.

İ.G.S.: (yavaşça kulaklığını takar ve sessizce) hıhı. :)

Bu örnekler çoğaltılabilir tabi. Apolitik olmak ve dünyada ne olup bittiğinden habersiz yaşamak değil benim önerdiğim şey. Hayatının en değerli girişimi olarak SEYEV’i yani dünyanın ilk ve tek dil eğitim vakfını gören benim

gibi sosyal projelere zaman, emek ve birikimini seve seve harcayan bir kişi tabii ki toplumdan kopmanızı önermez. Ancak başkalarına yararınız olabilmesi için önce kendinize yardım etmelisiniz. Siz iyi olmadan hiçbir şeyi ya da kişiyi iyi edemezsiniz.

Önceliklerinizi belirlemek ve zamanınızı planlamak zorundasınız. Zaten bunu bilmeyen siyasetçiler/kanaat önderleri nedeniyle ağır gündemlerle boğuşuyoruz. Siyasetçilik de halk adına sorumluluk almak ve gelecek kuşaklara daha güzel ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için yapıldığında çok kutsal bir meslek. Bunu yapmayı tercih edebilirsiniz, ancak bunu “hakkıyla” yapabilmek için de kendinizi geliştirmeniz gerekecek ve bu uğurda kendinizi gündemden korumanız gerekecek.

Ayrıca döviz fiyatının yükselmesi arkadaşlarınızla konuşup değiştirebileceğiniz bir şey değil ki. Bu tür durumlardan korunmak ve zarar etmemek için eğer birikiminiz varsa çok önceden bir lisanslı yatırım danışmanıyla görüşüyor olmanız ve ona göre pozisyon almanız gerekir. Eğer yatırımınız yok ve bu durumdan büyük zarar görecekseniz, tekrar aynısının yaşanmaması için görüşünüze uygun bir siyasi partiye üye olup aktif şekilde çalışmaya başlamanızı, fakat kendinizi geliştirmeniz gereken zamanlarda da sadece önceliklerinize odaklanmayı öğrenmelisiniz. Umarım sonuna kadar okumuş ve beni umursamaz bir kalantor olarak değerlendirmeden önce aslında sizin iyiliğiniz için yazdığımı görme fırsatı bulmuşsunuzdur.

Hayatınızı sosyal medyanın ya da siyasetçilerin yönetmesine izin vermeyin. Tam kontrolü elinize almanın yollarını arayın. Hayatınızın figüranı değil senaristi olun.

Instagram

Twitter

Linkedln

Web

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman