Seda Yekeler Yazio: Boş Yıl Felsefesi ve Kendi Zorunu Seçmek

Eğitimle ilgisi olan herkese, yani tüm insanlara merhaba. Size uzun süredir eğitimin hayatımızın her anında bize etkileri üzerine örneklerini veriyorum. Depremde, selde, yangında ve pandemide, başarıda ve başarısızlıkta eğitimle olan ilişkimiz rol oynuyor çoğu zaman ve değiştirmesi bizim elimizde olan yegâne değişken eğitim. Ben de eğitimin farklı alanlarını ilgilendiren, daha uzun süre ve verimli şekilde eğitimle bağ kurmanızı sağlayacağını düşündüğüm yazılar kaleme aldım şimdiye kadar, ancak her yazımda tek bir ana konu üzerinde durmaya çalışmıştım. Bir karar aldım ve kendimi daha az kelimeyle daha çok şey anlatacak şekilde ifade etmeye gayret edeceğim artık. Ve bu sayede tek bir makale ve tek bir başlık üzerinden gitmeyip daha fazla konuyu kapsayabilmeyi umuyorum.

Bu açıklamadan sonra gelelim bu haftanın ilk konusuna.

Birleşik Krallıkta yaygın bir uygulama olan “Gap Year” (Boş Yıl) bence düşünülmeye değer. Boş yıldan kastedilen nedir? Öğrenciler liseden mezun oldukları yıl A-Level sınavlarına girerler ve bu sınavdaki başarılarına göre üniversitelerden kabul alırlar. Liseden mezun olduktan sonra, üniversiteye başlamadan önce, ya da üniversiteden mezun olup çalışmaya başlamadan önce verilen 1 yıllık araya verilen isimdir. Peki niye böyle bir şey yapıyorlar? Birkaç sebebi var. Üniversite ücretlerini karşılamak için çalışıp para kazanmak bunlardan biri. Ancak en yaygın sebebi yeni beceriler deneyimlemek. Hem işverenler hem de üniversiteler akademik başarının dışında da bir olgunluk ve sorumluluk bilincine değer veriyorlar.

Bu “Gap Year” döneminde genellikle gönüllü çalışmaları yapıyorlar. Nepal’deki bir dağ okulunda öğretmenlik yapmaktan tutun da Madagaskar’da bir çevre koruma projesinde çalışmaya, Kosta Rika’da bir arkeolojik kazıda çalışmaktan Japonya’da staj yapmaya kadar çok çeşitli şekillerde değerlendirdikleri bir yıl. Bu yıl, dünyayı görmek ve deneyimlerini artırmak için bir fırsat olarak kabul ediliyor.

Gap Year süresince olan masraflarını karşılamak için 1-2 yıl öncesinden part-time işlerde çalışmaya başlıyorlar.

Hatta bu “Gap Year” dönemlerini planlayan seyahat acenteleri var.

- Gelişmekte olan ülkelerdeki kazılara katılabilmeleri için kazı eğitimleri veriliyor. Kazı çalışanlarının konaklamaları ve yeme-içmeleri sponsorlar tarafından karşılanıyor.

- Yeni bir dil ya da daha sonra öğreterek geçimlerini sağlayabilecekleri rüzgâr sörfü, kite-surf gibi bir beceri kazandırılıyor.

- Birleşik Krallık ya da yurt dışında konaklama ve beslenmenin karşılanacağı gönüllü çalışmaları bulunuyor.

Gerçek hayatı görüp üniversite yaşantılarında bilgiyi emecek ve kişisel gelişimleri için her anlarını değerlendirecek gençler elde etmek için mükemmel bir uygulama bence. Ülkemizin gençleri için de keşke bu sistemi gerçekleştirebilmelerini sağlayacak acenteler olsa. Belki bu yazımdan sonra gerçekleşir bu.

Kendi Zorunuzu Seçin

Evlilik zordur. Boşanmak da zordur. Kendi zorunuzu seçin.

Obez olmak zordur. Fit olmak da zordur. Kendi zorunuzu seçin.

Borçlu bir hayat sürmek zordur. Maddi açıdan disiplinli olmak da zordur. Kendi zorunuzu seçin.

İletişim kurmak zordur. İletişim kuramamak da zordur. Kendi zorunuzu seçin.

Bir dil bilmek zordur. Bir dil bilmemek de zordur. Kendi zorunuzu seçin.

Hayat hiçbir zaman çocuk oyuncağı olmayacak. Her zaman zorluklar olacak. Ancak kendi zorumuzu kendimiz seçebiliriz. Bunu akıllıca yapmanızı tavsiye ediyorum.

Önümüzdeki hafta yeni bakış açıları sunabilmek umuduyla yine makalemi sizinle paylaşacağım. Ben kendi zorlarımı çoktan seçtim. Siz de hayatın kendi zorlarını size dayatmasını beklemeden kendi zorlarınızı seçin bir an önce. (Bu arada dil bilmek sadece dışarıdan bakınca zor geliyor aslında :) )

Sevgilerimle.

Instagram

Twitter

Linkedln

Web

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Meteoroloji 49 Kente Fırtına Uyarısı Verince Hava Forum 58 Kilo ve Altında Olanları Tiye Aldı
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?