Yemek seçme öncelikle gıdaların tadıyla ilgili bir tercihtir. Dildeki tat alma reseptörleri gıdalardaki kimyasalları tespit ederek ve bu bilgiyi beyne aktararak tuzlu, acı, tatlı, ekşi gibi temel tatları ayırmak için uzmanlaşmıştır. Yemek seçen kişilerde tat alma reseptörlerinin daha fazla olduğu ve bu nedenle tüm tatları hassas bir şekilde algıladıkları biliniyor. Yani bu kişiler, diğer kişilere göre tatları daha ince ayrıntısına kadar hissederler.
Böyle olunca da acı bir gıdayı herhangi biri sadece acı olarak algılarken bu kişiler dillerinden aldıkları güçlü sinyallerle çok acı ya da az acı ayrımı yapabilirler. Ayrıca bu kişiler, aşırı hassas tat alma duyuları yüzünden bir yiyecekteki bütün tatları ayrı ayrı algıladıkları ve bunların kombinasyonu hoşlarına gitmediği için o yiyeceği yemek istemeyebilirler.
Yiyeceklere yüklenen anlam
Yemek seçmenin nedeni kimi zaman geçmişten gelen travmalar ya da anılardır. Bazı gıdalar geçmişteki kötü deneyimleri hatırlattığı için artık o gıdaları yemek istemeyiz. Bu travmalar doğrudan gıdanın kendisiyle ilgili olabilir. Örneğin, kabak yemeği yerken boğazına kaçan ve boğulma tehlikesi geçiren biri muhtemelen bir daha kabak yemek istemeyecektir. Bazen de doğrudan yemekle ilgisi olmayan bir travma ya da yaşanan kötü bir olay sırasında aynı sahnede olan bir yiyecek de kara listeye alınabilir. Örneğin, birlikte çıktıkları bir yemek sırasında sevgilisiyle kavga edip ayrılan biri, o anda yiyor olduğu pizzayı sevgilisiyle birlikte tamamen hayatından çıkarabilir. Kimi zaman da yiyecekleri mekanlarla ya da kişilerle özdeşleştiririz. Sevmediğimiz bir kişinin sürekli yediği ya da yaptığı bir yemek bize onu hatırlattığı için tercih ettiğimiz yiyecekler arasında yer almaz. Belirli bir süre sürekli aynı şeyi yemiş olan kişiler de o yiyeceği bir daha görmek bile istemeyebilir. Örneğin, annesi tarafından sürekli yumurta yemeye maruz bırakılmış bir çocuk için yumurta kaçınılacak ilk yiyecek olacaktır.
Yemek seçme aşırıya kaçarsa...
Bazı yiyeceklerden hoşlanmamak, onları yemeyi tercih etmemek normal bir durumdur ve yaşamı olumsuz etkilemez. Ancak yemek seçme aşırıya kaçarak sağlıklı beslenme kriterlerinin dışına çıkacak şekilde yeme alışkanlıkları geliştirmeye yol açıyorsa, yaşamı olumsuz etkilemeye başlar. Belirgin bir beslenme eksikliği, kilo kaybı ya da artışı, çocuklarda gelişme ve büyümenin duraklaması ve beslenmeyle ilişkili diğer fiziksel rahatsızlıklar gibi sonuçları olur. Bu durum beslenme bozukluğu olarak değerlendirilir ve profesyonel destek gerekir.
Instagram
Facebook
Twitter
YouTube
hızlı yiyorum, tatlı eğilimindeyim ama içe kapanık ve kaygılı değilim. travma konusuna gelecek olursak genellikle hasta olduğumuz zamanlarda yemeklerin tadı farklı bilhassa kötü gelir bu da o yemekten soğutur bizi. en son 7-8 yaşlarımda et yediğimi hatırlıyorum ama nasıl bı travma atlattimsa o gün bugündür yemem:/