Politikanın hayatın tam ortasında olduğu ülkelerde apolitik olmak oldukça zor, hatta imkansız. Seni anlıyor ve hislerini paylaşıyoruz.
Politikanın hayatın tam ortasında olduğu ülkelerde apolitik olmak oldukça zor, hatta imkansız. Seni anlıyor ve hislerini paylaşıyoruz.
Kendini bildin bileli hiçbir şey daha iyiye gitmedi. Bu yüzden vaatlere inanmaz, kimin vaadi neymiş diye araştırmazsın.
Çevren seni kendi partisine çekmek, karşı olduğunu kötülemek isteyenlerle dolu. Hepsini dinler ama hiçbirine inanmazsın.
Seçim öncesi ve seçim günü yaşanan o çılgın heyecan ve gerginliğe anlam veremezsin. Uzun yıllardan beri hiçbir şey değişmedi, bu heyecan niye?
Umut yoksa umutsuzluk yok, hayal yoksa hayal kırıklığı yok. Felsefen budur. Her seçim öncesi coşkuya kapılıp, sonrasında üzülenleri anlamıyorsun.
Seçim sonuçları açıklanmadan önce herkesin adeta bir uzman edasıyla sürekli yüzde ve puan hesaplaması yapmasını izler, bu hesapların ne işe yaradığını anlamaya çalışırsın.
Saniyede anlamadığın kelimelerle dolu 23561 adet tweeti okumaya çalışmak gözlerini ve beynini yorar. Bu süreçte Twitter'a bakmak istemezsin.
Oyunu kullanır, gerisine karışmazsın. Bu senin için sadece vatandaş olmanın getirdiği bir yükümlülük, fazlası değil.
Seçimlere dair tek şaşkınlığın, ertesi gün hayatın hızla normale dönmesidir. Dün çok coşkulu olanlar bugün birkaç tepki haricinde tamamen suskun ve her şey eskisi gibi.
Seçim öncesi ve sonrası çevrendekilerin tepkilerine bakarak, kendince duygusallık ve zeka seviyelerini ölçersin. Seçimler senin için sosyal medya temizliği için güzel bir neden.
Sana göre siyaset bu kadar günlük hayatın içinde ve duygusal olmamalı. Hiçbir parti senin görüşlerini ve ideolojini tam olarak yansıtmıyor ve sana göre buna çok da gerek yok. Yalnız da değilsin, ülke gündeminde insanlığın daha fazla, siyasetin daha az yer kaplayacağı günler umarız çok uzakta değildir.