Hükümet ekonomideki kötü gidişatı dönem dönem dış güçlere, bir dönem iç mihraklara bağlarken, son dönemde de dünya konjonktüründe sorun görülüyor. Ancak dünyadaki sorunlardan negatif ayrışma oylara yansıyınca 1 yıldan az bir süre kalan seçimler için hedef aranmaya başladığı iddia ediliyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Deniz Demir ve ekonomist Güldem Atabay bu iddiaları yorumluyor.
Diken’den Altan Sancar'ın aktardığına göre, iktidar partisinden bir milletvekili, gıda ve barınma önceliğinde fiyatlardaki yükselişi ‘vatandaşın baş edemediği bir hayat pahalılığı’ olarak tanımlıyor. Geçinmekte zorlanan vatandaşların faturayı haliyle iktidara kestiğini, bunun bir de kararsız seçmene yansıdığını belirtirken, Erdoğan tarafından ‘çözüm’ arayışının olduğunu ve isim vermeden ekonominin başındaki isim olarak Nebati’nin hedefe konduğunu belirtti.
Ancak ekonomi yönetiminin bu konuda çaba göstermediğinden yakınarak parti içinde dikkat çektiğini açıkladı.
Başka bir milletvekiliyse oylardaki gerilemenin yavaşladığını söylerken, oranların yine de 2018’in gerisinde olduğunu açıkladı. Ekonomi yönetiminin ‘sorumluluklarını anlamamasının' seçim kaybına değil ancak oy kayıplarına neden olacağını belirtti.
Demir’e göre ekonomide atılan 'ısrarlı yanlış adımlar' ve ‘iyi olmayan sonuçlarla' ortaya çıkan tablo geri adım atmamak için oluşturulan senaryolar dahilinde bulunuyor. İki ihtimalden bahseden Demir, oy kaybının yalnızca ekonomik nedenlerden olmadığına değinerek sözlerini şöyle bitiriyor:
Şimdi ya seçimlere kısa bir süre kala Erdoğan ‘Yanlış yönettiler’ diye bir ‘kandırıldık’ açıklaması yapacak ve ekonomi yönetimi değişecek. Değişiklikle de ortodoks politikalara dönülecek. Ya da artık iş işten geçti diye kabullenilecek ve tüm sorumluluk başta Bakan olmak üzere tüm ekonomi kurmaylarına yüklenecek. Her iki ihtimalde de AKP’nin devri kapanıyor.
Bugünkü durumda ortaya çıkan birçok etkiyi anlatırken, öncelikle enflasyon temelinde uyumsuz para ve maliye politikalarına değinerek, politik müdahalelerle Merkez Bankası'nın önemsizleştirilmesine atıf yapıyor.
Başlangıç noktasındaysa Cumhurbaşkanlığı sistemine dikkat çekiyor.
Kurumlardaki güç aşınmasının ekonomi kadar, hukukta da olduğuna bunun da yabancı yatırımları uzaklaştırdığına değinen Atabay, TL’deki değer kaybının sürekliliğini de bu şekilde açıklıyor.