Tek bir parametreye bağlı olarak şu nedenle bu kararı verdi demek yerine, olabildiğince çok boyutlu bakarak daha gerçekçi değerlendirmeler yapabiliriz. Twitter’a bakarak 'Seçim sonucu şu olacak.' deme klişesi bunun güzel bir örneğidir. Arka planda ne kadar çok etken olduğunu ve insani gerçekleri anlayabilenler en doğru sonuçlara ulaşırlar.
Gündemimiz olan seçimler üzerinden örneklendirmeye devam edelim. Oyların çoğunluğunu alan adayın seçim sonucunu kazanacağı bir gerçekse, ülkenin çoğunluğunun içinde bulunduğu koşulları yukarıda söz ettiğimiz tüm parametrelere göre değerlendirmek gerekir. Seçmenlerin yaşadıkları çevrenin sosyal ve kültürel özelliklerinin, yaşam biçimlerinin, profillerinin, motivasyonlarının, maruz kaldıkları iletişimlerin neler olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Nasıl bir festivale katılma motivasyonları oraya giden herkes için aynı değilse, seçimde oy verme motivasyonları da aynı olamaz. Festivale eğlenmek, beğenilen müzik grubunu dinlemek, gündeme dahil olmak, arkadaşlar edinmek, sosyal medyada paylaşım yapmak gibi çoğaltabileceğimiz birçok farklı motivasyonla katılım gösterilebilir. Oy verme kararı da motivasyonların farklılık göstermesi bakımından benzerdir. İdeolojik oy verme, rasyonel karar verme, lidere oy verme, kararsız olup anlık duruma göre oy verme gibi birbirinden farklı motivasyonlar burada da görülür. Muhatap alındığı ona hissettirildiğinde kendini iktidarın ortağı olarak görmek mesela büyük bir motivasyondur. Zaman zaman alaya alınan aslında etkili bir ikna stratejisi olan çalışmalar bu motivasyonları beslemek içindir.
Seçime günler kala yapılan yoğun medya harcamaları başta olmak üzere birçok pazarlama ve iletişim çalışması ise daha çok, kararsız seçmen kitlesini son anda etkilemek içindir. Görüldüğü üzere, yazının başında söz edilen etkenleri hesaba katarak değerlendirme yapmamız gerektiğine çıkıyor yollar, yani insanı anlamaya.
Medyada kimi zaman mikrofon uzatıldığında ilginç cevaplar verildiğine şahit olmuşsunuzdur. Kime oy vereceğini ifade ettikten sonra, nedenini açıklayamayan ya da bir iki kelimeyle slogan gibi 'Şu nedenle...' diyen, biraz daha soru sorulduğunda ise ifadeler arasında bağıntıların koptuğu örneklerden söz ediyorum. Hangi görüşten olursa olsun belki bunlar hor görülüyor çoğunlukla ama bilmeliyiz ki kişiler tarafından düzgün ifade edilemese bile, bu görüşlerin arkasında rol oynayan onlarca faktör bulunur. İfade edilemeyen iki slogan sözcükle o kanaate varıldığı sonucunu kestirimci bir şekilde çıkaramayız. Bilinçli ya da bilinçsiz, o güne gelene kadar edinilen tüm bilgi ve deneyimlerin, yaşanmışlıkların sentez bir sonucu olarak nihai karara ulaşılmaktadır. Her kararın bir psikolojisi vardır. Burada bize düşen, empati kurarak arka planı anlama çabasıdır. Anladığımız zaman çözüme yaklaşırız.
Instagram1
Instagram2
Twitter
'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'
Kararsızın kararı kabine girdiğinde belli olur
🫶🫶🫶🫶🫶