İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yeniden seçilmesi halinde, iktidarı döneminde Filistin devleti diye bir şey olmayacağını söyledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, genel seçimlere bir gün kala ve seçim kampanyalarının yasaklanmasından birkaç saat önce, BM’nin kararlarına göre Filistin'in 1967 sınırları içinde ve Filistin yönetiminin otoritesi altında olması gereken Doğu Kudüs topraklarında binlerce yeni Yahudi yerleşim biriminin inşaatı için söz verdi.
Doğu Kudüs’te inşa edilen Har Homa Yahudi yerleşiminde seçim kampanyasında konuşan Netanyahu, “Kudüs’te yerleşim inşa etmeye devam edeceğiz. Binlerce yeni yerleşim birimi ekleyeceğiz. Biz tüm uluslararası baskıya karşı sonsuz başkentimizi geliştirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Seçim yasağının devreye girmesine birkaç saat kala konuşan Netanyahu, sözü verdiği Doğu Kudüs’te yeni yerleşim birimlerinin inşa edilmesinden Filistinlilerin Doğu Kudüs’te herhangi bir imtiyaza sahip olmalarını engellemeyi hedeflediğini dile getirdi.
İsrail yerleşim inşaatını yüzde 40 arttırdı
Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına karşı olan “Peace Now” adlı İsrailli bir sivil toplum kuruluşunun yayınladığı raporda, Yahudi yerleşim birimi inşaatlarının 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 40 arttığı belirtilmişti.
Raporda ayrıca, Netanyahu hükümetinin geçen ay sonunda Batı Şeria’da yapılacak 450 yeni Yahudi yerleşim birimi inşaatının da ihalesine çıktığı hatırlatılmıştı.
Raporda yer alan verilere göre, 31 Mart 2009 - Ocak 2015 arasındaki Netanyahu hükümetleri dönemlerinde İsrailli yetkililer, farklı yerlerde 13 bin 77 yerleşim birimi için en az 106 inşaat planı hazırladı.
İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki yerleşim birimleri inşası, Filistinlilerle yürütülen barış görüşmelerini de sekteye uğratan başlıca konulardan biri olarak biliniyor.
Uluslararası hukuka göre, İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da inşa ettiği Yahudi yerleşim yerleri yasa dışı sayılıyor.
İsrail kınamalara rağmen ısrarlı
Filistin Yönetimi’nin uluslararası topluma ‘1967 sınırlarını öngören topraklarda (Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze) ve başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti'nin tanınması’ kararını kabul ettirmeye çalışırken, İsrail Kudüs’ün ‘Yahudi ulusal devletinin bölünmez başkenti’ olarak tanınmasında ısrarlı.
İsrail, ABD’nin yerleşim faaliyetlerinin İsrail-Filistin sorununda gerilimi yükselteceğine dair uyarılarına rağmen yerleşim faaliyetlerini hızla devam ettiriyor.
ABD’nin İsrail’in yerleşimleri genişletme faaliyetleriyle ilişkin eleştiri ve uyarıları, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin girişimiyle başlayan Filistin-İsrail barış müzakerelerinin Nisan ayında çıkmaza ulaşması sonucunda artmıştı.
Avrupa ülkelerinde başlayan Filistin’i devlet olarak tanıma dalgasının yanı sıra Almanya, İspanya ve Yunanistan’da İsrail’in ‘gayrimeşru yerleşimlerinde üretilen ürünlere' boykot girişimleri oldu. Avrupa Parlamentosu'ndaki sol hareketlerin temsilcileri de İsrail’e boykot uygulama çağrısında bulundu.
İsrail, 1967'deki 'Altı Gün Savaşı'ndan bu yana devlet politikasının bir parçası olarak Filistin topraklarına Yahudi vatandaşlarını yerleştiriyor.
BM Genel Kurulu’nun 29 Kasım 1947’de Filistin topraklarının Yahudiler ve Araplar arasında bölünmesine yönelik planı ve ardından 1948’de İsrail devletinin bağımsızlığını ilan etmesi sonrasında, İsrail ve komşu Arap ülkeleri arasında kanlı çatışmalar başladı.
İsrail toprakları iki katına çıktı
Bu çatışmaların en şiddetlilerinden biri Ortadoğu haritasını da büyük ölçüde değiştiren 1967’deki ‘Altı Gün Savaşı’ oldu. Komşuları Mısır, Suriye ve Ürdün ile savaşan İsrail’in toprakları çatışmalar sonucunda yaklaşık iki katına çıktı.
İsrail savaş sonucunda, Mısır’dan Sina Yarımadası ve Gazze Şeridi’ni, Suriye’den de Golan Tepeleri'ni alırken, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü de işgal etti.
Yerleşimcilerin durumu, Altı Gün Savaşı’nın ardından Ortadoğu’nun en önemli siyasi problemlerinden biri haline dönüştü. Savaştan önce de bölgede bazı küçük yerleşimler bulunsa da, işgalin ardından İsrail ele geçirdiği topraklara yerleşimcilerin yığılmasını bir devlet politikası haline getirdi.
Savaş sonrasında işgal edilen toprakları ‘bazı düzenlemeler’ sonrasında geri verme niyetinde olduğunu açıklayan İsrail, buna rağmen yerleşimci planını büyük bir hızla hayata geçirdi.
İsrail yönetimi işgal ettiği toprakları fiilen Yahudi toprağı haline getirmek amacıyla yüz binlerce Yahudi vatandaşını sistematik bir şekilde söz konusu bölgelere yerleştirdi. İlk adım savaşın hemen ardından Batı Şeria’da Beytüllahim kenti civarında Kfar Etzion yerleşim biriminin yeniden inşa edilmesiyle atıldı.
Kaynak: AA, Al Jazeera ve AFP