Sözcü'den Halil Ataş'ın haberine göre, Sayıştay denetçileri hazırladıkları raporda, “Mevcut öğretmen kadrolarının dağılımında ülke geneli ve iller açısından birçok dengesizlikler bulunduğu ve bu dengesizliklerin süreklilik kazandığı, planlamadaki zafiyetler nedeniyle bir yandan öğretmen açığı sorunu çözüme kavuşturulamaz iken bir yandan da kısıtlı olan mevcut yetişmiş insan kaynağının ve buna bağlı olarak mali kaynakların verimli kullanılamadığı görülmüştür” ifadelerine yer verdi.
Ben de bir ataması yapılmamış öğretmenim. Her geçen gün kadrolar doldu alım sayısı azalacak diyerek daha da ümitsizliğe sürüklüyorlar. Atamam yapılmadığı için oluşan psikolojimi anlatmak dahi istemiyorum. Sırf atama yapıp maaş vermemek için de üç kuruşa ücretli öğretmen alımı yaparak eksiği gidermeye çalışıyorlar. Milletvekili maaşı öğretmen maaşını geçmesin denildiği zamanlardan bu zamanlara gelinmesi üzücü. Bizim atamamızı para veremem öğretmene diyerek yapmazken, en gereksiz yerlere milyar dolarlar harcayan ve benim bunca emeğim karşısında beni bu ümitsizliğe süren tüm sorumlulara hakkımı helal etmiyorum.
Bir de z kuşağıyla asla iletişim kuramayan, gelişime açık olmayan, güncel öğretim programlarını benimseyemeyen, çağın gereklerini yerine getiremeyen, teknolojik yeniliklere ayak uyduramayan öğretmenler var onlar da eklenmeli 138 bine.
Bu uzun zamandır olan bir durum. Kasada para olmadığı için öğretmen ataması yapılmıyor ve bunun yerine ücretli öğretmenlik denilen sistemle devam ediliyor. Ücretli öğretmenlik yapmak için de öğretmen olmak diye -eğer değişmediyse- bir ölçüt yok. Askerliği tecil ettirmek için AÖF okuyan birisi bile ücretli öğretmenlik yapabiliyor. Ziya Selçuk sözde bunun önüne geçecekti lâkin bildiğiniz üzere son kararı yine Tayyip Erdoğan verdiği için şu an durum nedir bilmiyorum.