Antalya'da Belaruslu Anastasiya Yazerskaya'nın (23) ölümüyle ilgili davada tutuklu yargılanan öğretmen Ahmet Oğuz Özgür (54) beraat etti. Mahkeme heyeti, savcının ömür boyu hapis talebini adli tıp raporunu da dikkate alarak ölüm nedeninin belirlenememesi dolayısıyla delil yetersizliğinden Özgür'ün beraatine ve tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye edilmesine karar verdi.
Antalya'da dansçı arkadaşı Anastasiya Yazerskaya'dan 15 gün haber alamayan A.D., polise kayıp ihbarında bulundu. İhbar üzerine Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince araştırma başlatıldı.
Ekipler, 15 aydır Türkiye'de bulunan Anastasiya Yazerskaya'nın kaybolduğu 8 Mart 2020 gecesinden itibaren mobese kayıtlarını incelemeye aldı. Kadının en son 8 Mart saat 22.00 sıralarında, evinin yakınında Ahmet Oğuz Özgür'ün kullandığı otomobile bindiği tespit edildi. Bunun üzerine bir lisede öğretmenlik yapan Özgür, gözaltına alındı.
Özgür, olayla ilgisi olmadığını savunarak, kayıp kadını tanımadığını iddia etti. Mobese görüntüsü gösterilince tanıdığını itiraf etti.
Özgür ifadesinde, 9 Mart saat 08.00 sıralarında Konyaaltı ilçesindeki evinde uyandığında Anastasiya Yazerskaya'nın burnundan kan geldiğini gördüğünü, bunun üzerine suni teneffüs ve kalp masajı yaptığını, kadının öldüğünü anlayınca paniğe kapıldığını anlattı.
Para karşılığı cinsel ilişki için anlaştığı kadının cesedini Isparta yolu üzerindeki boş bir araziye gömdüğünü belirten Özgür'ün gösterdiği yerde, Anastasiya Yazerskaya'nın toprağa gömülü cesedi bulundu.
Adliyeye sevk edilen Özgür, 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.
Ömür boyu hapis istemiyle tutuklu yargılanan Özgür, 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.
Özgür, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla atıldı. Salonda ise avukatları hazır bulundu. İstanbul Adli Tıp Üst Kurulu'ndan gelen raporu hatırlatan sanık avukatları, herhangi darp, cebir izine rastlanmadığı vurguladı.
Duruşmada söz alan sanık Özgür, Yazerskaya'yı öldürmediğine dair ifadesini tekrarladı. Özgür, tek suçunun ölümle ilgili polise ve 112'ye haber vermemesi olduğunu belirtti. Savcı bir önceki duruşmada verdiği esas hakkındaki mütalaasını tekrarlayarak, sanık Özgür'ün 'kasten öldürmek' suçundan ömür boyu hapisle cezalandırmasını istedi. Özgür son sözünde 'Ben hiçbir şey yapmadım. Değil öldürmek, ona karşı bir fiskem, kırıcı bir sözüm dahi olmadı' dedi.
Mahkeme heyeti, ölüm nedeninin belirlenememesi dolayısıyla delil yetersizliğinden Özgür'ün beraatine ve tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye edilmesine karar verdi.
Sanık avukatı Merve Can Harcola Doğan, isabetli bir karar verildiğini ve adaletin yerini bulduğunu söyledi.
Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker tarafından hazırlanan iddianamede yaşananlar şöyle anlatmıştı:
“8 Mart akşamı şüpheli, maktulü alıp evine götürmüştür. Aralarında tartışma çıkmıştır. Maktulün vücudundaki darp izleri şüpheli tarafından meydana getirilmiştir. Darbedilen maktulün burnundan kan gelmeye başlamıştır. Şüpheli ifadesinde maktulü sabah kalktığında hareketsiz gördüğünü, suni teneffüs ve kalp masajı yaptığını, ağzından hava gelince de yaşadığı için umutlandığını ifade etmiştir. Ancak bir müddet sonra maktulün öldüğünü anlayınca cesetten kurtulmak için gömme planları yapmıştır. Bunun için kazma, kürek ve bağlamak için koli bandı satın almıştır. Maktulün ağzından hava çıktığını gören şüpheli 112'yi araması gerekirken, aramamıştır. Şüpheli eğitimli bir insan ve öğretmendir. Buna rağmen rahatsızlanan bayanı hastaneye götürmesi veya 112'yi araması gerekirken bunu yapmadığı gibi, maktulün kanlı yastığı ve çarşafı ile kendi kıyafetlerini dört ayrı poşete koyarak ortadan kaldırmıştır. Şüphelinin birbirleri ile çelişen ve olayı saptırmaya yönelik ifadeleri, telefon görüşme ve mesajları göz önüne alındığında, maktulün kasten şüpheli tarafından önce darbedildiği, burun kanaması ve temporal bölgedeki yaralanmanın bundan kaynaklandığı, dolayısıyla maktulü kasten öldürdüğü kanaat ve sonucuna varılmıştır.'
'Oğlumun düğünü vardı gömdüm' demişti
Evli ve 3 çocuk babası olan Özgür, ilk duruşmadaki savunmasında Anastasiya ile gece ilişkiye girdiklerini aktararak şöyle konuşmuştu:
'O salonda uyudu. Sabah telefon çalınca yanına gittim. Kalbi atmıyordu. Suni teneffüs yaptım, hareketsizdi. 10 gün sonra avukat oğlumun nikâhı olduğu için eve sağlık ekiplerini çağırmadım, polise bildirmedim. El ve ayaklarını koli bandıyla sardım. Antalya-Isparta yolunda toprağın 15 santim altına gömdüm'
okuyunca şaka gibi geliyor ama gerçek, hadi diyelim gerçekten öldürmedi ama yaptığı her hareketi zaten suç niteliğinde ve gerçekten kendisi öldürmemiş olsa kesinlikle ortadan kaldırmaya çalışmazdı
Kansız köpekler! Kendimizi savunmak için biber gazı taşısak suç dersiniz ama öldürülsek katile beraat verirsiniz!
Maşallah! Adaletinize sıçayım sizin ben!