Savaşın Soframıza Etkisi Artıyor: Karın Doyurmak Pahalılaşıyor!

Rusya-Ukrayna savaşının etkisi soframıza geldi. Hafta sonu yağ fiyatlarında yükseliş beklentisi ile markete akın eden vatandaşın sofrasına gelen buğday başta olmak üzere tahıl ürünlerinde de artış beklenirken, yaş sebze meyve fiyatlarında da petrol yükselişi etkisiyle artış olacağı öngörülürken, Karadeniz'den balıkçılar iyi haber vermiyor. Et ve süt fiyatları için de hiçbir önlemin fayda etmeyeceği belirtiliyor!

Savaş tarlayı da vurdu!

Şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının 4 katına çıktığını söyleyen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, yaş sebze ve meyve fiyatlarının daha da artacağı konusunda uyardı. Bayraktar, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası iki ülke arasında yaşanan savaş nedeniyle Türkiye’de yaş sebze ve meyve üretici fiyatlarının olumsuz etkilenmeye başladığını söyledi.

Para Analiz'in aktardığına göre, savaş çıkınca TIR’ların yolda kaldığına, ihracatın tıkandığına dikkat çeken Bayraktar, bu ülkelere gönderilemeyen ürünlerin iç piyasaya yönlendirildiğini, iç piyasadaki arzın artmasıyla birlikte de üretici fiyatlarının düştüğünü söyledi.

Ancak yaş sebze ve meyve ihracatının düşmesinin üretimi de düşüreceğine dikkat çeken Bayraktar, “Üreticinin üretimi bırakması birkaç ay sonra yaş sebze ve meyve fiyatlarının aşırı bir şekilde artmasına neden olur. Acil olarak alternatif pazarlara yönelmeli, ihracatın açılması için gereken tedbirler alınmalıdır” diye konuştu.

Ekmeği kaç liradan yiyeceğiz?

Savaş nedeniyle hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda dünya fiyatlarının aşırı yükseldiğini kaydeden Bayraktar, “TMO’nun ekmeklik buğday ihalesinde ilk teklifler 7 bin TL/tona (500 dolar/tona) dayandı. Bu ürünlerde arz sorunumuz var. Stoklarımız bittiğinde ne yapacağız? Ekmeği kaç liradan yiyeceğiz? Ayçiçek yağını kaç liradan tüketeceğiz” dedi.

Bayraktar, çözüm olarak ise vakit kaybetmeden tarımda milli seferberliğin ilan edilmesi gerektiğine dikkat çekti ve “Elimizde ne varsa ne yoksa bitkisel ve hayvansal üretim için kullanmalıyız. Bu ülkede ekilmedik bir karış arazi bırakmamalıyız” diye konuştu.

Üreticiyle market arasında fiyat farkı yüzde 300!

Öte yandan Bayraktar, şubat ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının 4 katı geçtiğini ve fiyatlardaki aşırı yükselişin talepte düşüşe neden olduğunu anlattı.

Şubat ayında kabakta üretici-market fiyat farkı yüzde 300’ün üzerindeyken, 11 üründe fiyat farkının yüzde 200’ün üzerinde gerçekleştiğini aktaran Bayraktar, “Kabak 4,1 kat, elma 3,9 kat, maydanoz 3,6 kat, kuru soğan 3,4 kat, domates 3,3 kat, limon ve ıspanak 3,2 kat, portakal, kuru fasulye, sivri biber ve salatalık 3,1 kat, yeşil mercimek ve nohut 3 kat fazlaya tüketiciye satıldı” dedi.

Marketler ürünlerin yarısından fazlasının fiyatı arttı

Şubat ayında markette 42 ürünün 24’ünde fiyat artışı, 18’inde fiyat azalışı görüldüğünü kaydeden Bayraktar, şöyle devam etti:

Şubat ayında markette en fazla artan ürün yüzde 64,58 ile karnabahar oldu. Karnabahardaki fiyat artışını yüzde 39,34 ile marul, yüzde 32,53 ile yeşil soğan, yüzde 32,06 ile domates, yüzde 26,64 ile portakal, yüzde 23,46 ile ıspanak, yüzde 23,01 ile kabak takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 19,03 ile maydanoz oldu.

Yem maliyetleri de arttı

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi nedeniyle maliyetlerin artması, besi çiftliklerinde üretimin daha da aksamasına neden oldu. Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Genel Başkanı Sencer Solakoğlu, Anka Ajansı'nın haberine göre, özellikle yem ve diğer maliyetlerdeki artışlar nedeniyle son dönemde Türkiye'de 1,5-2 milyon civarında anaç hayvanın kesildiğini söyledi.

Solakoğlu, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesiyle yaşanan fiyat artışlarının Türkiye'ye etkilerini şöyle anlattı: 

“Rusya ve Ukrayna bu anlamda çok önemli. Dünyada ticareti yapılan ayçiçeği tohumunun üçte biri Ukrayna’dan çıkıyor. Ayçiçeği yağının olmaması sebebiyle soya yağına müthiş bir talep geldi. Soya piyasasında fiyat ikiye katlandı. Ayçiçeği yağından çıkan posa, Türkiye’de en çok kullanılan hayvan yemlerinden bir tanesi. Soya, mısır ve bütün bu ürünlerin fiyatları öngörülemez bir şekilde yükselmeye devam ediyor. Bunun ne kadar vahim bir gidiş olduğunu kelimelerle ifade etmek mümkün değil.

'Enflasyonu düşük göstermek için süte zam yapılmasına engel olunuyor!'

Dünyada süt fiyatları 83 cente kadar çıktı. Türkiye’de enflasyonun köpüğünü almak için, gıda enflasyonunu düşük göstermek için süte zam yapılmasının önüne engel oluyorlar. Türkiye’de süt hala 4 lira 70 kuruş. Hiçbir süt üreticisi para kazanmak için üretim yapmıyor. Bugün süte zam geldiğinde, yarın raflardaki fiyatlarda minimum yüzde 70 artış göreceksiniz. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sektörden ‘Ramazan’ın sonuna kadar zam yapmayın’ talebi var. Niye Ramazan’ı bekliyoruz? Zararına üretim yaptırmak demek, çok sayıda çiftliğin kapanması, son üç yıldır müthiş güç kaybetmiş sektörün çok daha fazla güç kaybetmekten kaynaklı pes etmesi anlamına geliyor.

Devletin söylediği anaç kesim sayısı 500 bin mertebelerinde. Bizim bulduğumuz rakam 1,5-2 milyon arasında. Onların verdiği rakamın dört katı.

'Ukrayna-Rusya savaşının hayvancılığa ve Türkiye’ye olan etkisini hiçbir kudret yok edemez!'

Ukrayna-Rusya savaşının hayvancılığa ve Türkiye’ye olan etkisini bugün hiçbir bakan, hiçbir kudret yok edemez. Şu anda tek bir çıkar yolumuz var. O da et ve süt fiyatlarına gelen zamlar. Bu da halkı çok rahatsız edecek. Böyle giderse Türkiye, bütün gıdasını yurt dışından almak zorunda kalacak.

Türkiye’nin en büyük yem fabrikaları yüzde 50 oranında kapasite düşürdü. Ne yazık ki bu gidişatta kota sistemine geçmek zorundayız. ‘Sizin talebiniz ne olursa olsun size şu kadar yem verebiliriz’ noktasına geldik. Biz, sadece buğday değil kepek de ithal ediyoruz. Kepek, yem hammaddesinin yüzde 30’u. Şu anda ithalat yapılamadığı için yem fabrikaları kapılarına kilit vurma noktasına geldiler.

Türkiye tarihinde böyle bir kriz daha önce hayvancılıkta yaşanmadı. Çok acilen üreten, sivil toplum örgütleriyle, bakanla bir araya gelip bir toplantı yapılması ve önlem alınması lazım. Alacağımız hiçbir önlemin yarına bir faydası olmayacak. Mart ve nisan aylarında yaşanacak fiyat artışlarının önüne geçmek mümkün olmayacak.”

Savaş çıktığından beri kayıkçılar komple çekildi!

Fırtınadan da kaynaklı yükselen balık fiyatları, savaşın da etkisiyle iki katına çıktı. İHA haberine göre, Eskişehir’de balıkçılık yapan Muharrem Şahin, savaştan dolayı Karadeniz’de avlanmanın azaldığından söz etti. Balıkçıların endişeli olmaları sebebi ile denize çıkmadıklarını belirten Şahin, Savaş çıktığından beri kayıkçılar komple çekildi. Bu durum balık fiyatlarına da yansıdı. Fiyatların yükselmesindeki bir diğer neden denizlerde fırtına olması. Fırtına olduğu için de fiyatlar yükseldi' dedi.

Balık fiyatlarının aşağı yukarı 5-10 gün öncesine göre iki katına çıktığını belirten balıkçı Muharrem Şahin, ileriki günlerde fiyatların daha da artmasının muhtemel olduğunu söyledi. Şahin, “Daha önce 40 -50 liraya sattığımız barbunun kilosu 100 lira şu an. İstavrit 50 lira. Fiyatlar aşağı yukarı 5-10 gündür iki katına çıktı. Mezgitti 25 liraya satıyorduk önceden, şimdi 50 liraya kadar çıktı. Dil balığı desen 70 liraydı, 150 liralara kadar çıktı. Hamsinin kilosu ise 50 lira” diye konuştu.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

Bakan Nebati: 'Kur ve Yağ Üzerinden Vatana İhanet Ediyorlar'
Türkiye, Buğday Üretiminde Kendine Yeten Bir Ülke mi?
Sırada Ne Var? Yeni Şafak'tan 'Evde Ayçiçek Yağı Yapma' Tarifi
Geliyor Gelmekte Olan: Dünyada Gıda Fiyatları Rekor Seviyeye Yükseldi!
Fiyatlar Neden Artıyor: Ayçiçek Yağında Sorun Ne? Sırada Ekmek mi Var?

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu