Savaş psikolojisi kolay anlaşılabilen ve çözümlenebilen bir olgu değil. Savaş sahasında yaşananlar oradaki herkesi ömrü boyunca rahat bırakmayıp türlü etkilerle psikolojik olarak kişiyi savaşta hissettirebilir. Çünkü cephede olanlara göre bir anda başlayan savaşın her an gelmemesi için bir sebep yoktur. Hiroo Onoda'nın 2. Dünya Savaşı sonrasında başlayıp 29 yıl boyunca süren hikayesi de bu psikolojinin en çarpıcı örneği.
Bir istihbarat subayı olan Onoda Japonya'nın çevre adalarına gönderilen askerler arasındadır. Amerikan askerlerine karşı adaların kontrolü için mücadelede görevlendirilmiş ve ormanda gizli olarak çalışmaları salık verilmişti.
Teslim olmak şöyle dursun intihar etmek bile yasaktı.
23 yaşındaki asker Onoda da Yuichi Akatsu, Shoichi Shimada ve Kinshichi Kozuka ve kendisinden ibaret olan 4 kişilik ekibiyle ada görevini sürdürür. Amerikan ordusuyla kritik bilgiler için yapılan amansız bir mücadelenin içindedirler.
Atom bombaları Hiroşima ve Nagazaki'yi haritadan silme noktasında etkilediğinde Japonya için savaşın sonu da gelir. Yeterli askeri güçleri kalmamıştır.
Artık 2. Dünya Savaşı'nda Japon cephesi kapanır.
Onoda'nın da görevli olduğu Lubang adası da Pasifik bölgesindeki diğer adalar gibi iletişim kurmanın zor olduğu adalardan biridir. Savaş bitse de Lubang ve çevre adalarda çarpışmalar sürmekteydi.
Japon askerleri bunun bir oyun olduğunu düşünerek çarpışmalarını sürdürmüşlerdir fakat ortada Amerikan askeri olmadığı için çarpışmalar bir süre yerel halkı hedef almıştır. Bu sürede de Japon savaş uçakları askerlerin bölgelerine savaşın bitişini anlatan görseldeki broşürleri atmıştır. Onoda ve ekibini savaşın bittiğine inandırmak ise mümkün değildir.
Onoda dışındaki 3 silah arkadaşı savaşta olduklarını düşündükleri bu yasadışı mücadelede Filipinli askerler tarafından ya yaralanarak yakalanır ya da öldürülür. Geriye sadece Onoda kalır.
Meyvelerle ve doğada edinebildiği diğer canlılarla tam bir hayatta kalma mücadelesiyle geçen yıllar zorlu olsa da komutanının 'Asla geri dönmek yok!' emrine sonuna dek riayet eder.
O esnada Onoda orman koşullarında kişisel mücadelesini vermekte ve adeta tetikte bir kaçış planı uygulamaktadır. Doğayla savaşı sürerken savaşın sonlanışı üzerinden 29 yıl geçmiştir. İşte tam da bu günlerde bir kaşif Onoda'yla ormanda karşılaşır, onu tanır ve savaşın bittiğine ikna etmeye çalışır fakat Onoda komutanının emrine karşı gelmeyeceğini, aksini belirtmediği taktirde mücadelesini sürdüreceğini söyler.
Binbaşı ormanda kaldığı yeri öğrenip yanına gittiğinde Onoda göreve hazır bir şekilde selam verir, gerekli emri komutanından aldıktan sonra tüm mühimmatını ve sonunda savaşta olduğu fikrini teslim ederek adadan ayrılır.
Fakat işlediği suçlar affedilir çünkü o sadece emirleri uygulamıştır.
Kahramanlık, vatan sevgisi ve mücadeleyle geçen koca bir ömür!
Duygusallığı bırakırsak ve mantık çerçevesine alırsak adam tam bir mal amk
Abi askere tek bir lafım yok o itaatin en kral halini yapmış. Sorun yetkililerde hiç mi gidip bakalım demediniz, bir ekip ayarlayalım sağ birisi kalmış mı bakalım neden demediniz? Adama mana bulmam ben, hapiste gibi 30 yıl geçirmiş dile kolay, ömrünün belkide en güzel günleri.
yengeç burcu sevgilim de benden böyle saklanmıştı, hala ses yok