Yarı karanlık bir odanın tam ortasında duruyorsun. Biraz ileride arasından incecik bir ışık sızan, kalın, kadife bir perde görüyorsun. Yavaş adımlarla ilerliyor ve perdeyi iki elinle aralıyorsun. Buraya girdiğin anda kalbine bir hüzün çöküyor. İçeride yoğun bir rüzgar, her bir yana uçuşan kağıt parçalarını havada döndürüyor. Bir tanesini yakalıyorsun, çok eski mutlu bir andan kalma bir fotoğraf. Kalbinin ucunu kırıp bırakan, kendini sana yeniden hatırlatıyor. Başka bir kağıt yakalıyorsun, o çok incindiğin cümle yazılı.
Burası kırık kalbine yük olan yüzlerce anıyla kaplı.