Savaşa Gönüllü Gidip Enver Paşa Tarafından Kurşuna Dizilen Teğmenin Üzücü Hikayesi

I. Dünya Savaşı'nda Rus ve Ermenî güçlerine karşı Kafkasya Cephesi'nde savaşan askerlerimizin, askeri taktik hatası nedeniyle Sarıkamış Harekâtı'nda yaşadığı faciayı biliyorsunuz. Bu trajik olayın içinde de pek çok trajik olay yaşandı. Bunlardan biri de savaşa gönüllü katılan genç bir teğmenin hikayesi...

Kaynaklardan bahsedelim öncelikle:

Olayı anlatan metne Özgür Tarih adlı dergiyi de yayımlayan Tarih Tarih sayfasında rastladım, metin 'Sarıkamış Gerçeği - Beyaz Ölüm' kitabından alıntı. Eseri Hanri Benazus yazdı, Atatürk'ün binlerce nadir fotoğrafından oluşan bir koleksiyona sahip olmasıyla da bilinir.

Ayrıca bu kitapta Sarıkamış'ta bulunmuş ve üç yıl boyunca Ruslar tarafından esir alınmış Köprülülü Şerif İlden'in anılarından da bahsediliyor. Şerif İlden de 'Sarıkamış' adlı bir kitap yazmıştı.

Önemli hatırlatma: İçerikteki fotoğraflar Sarıkamış cephesine ait olsa da yazıda bahsedilen olayla ilgili bir fotoğraf yer almıyor.

"...9. Kolordu Komutanı İhsan Paşa, geride yere çömelmiş, soğuktan tir tir titreyen genç bir teğmeni 29. Tümen Komutanı Albay Arif'e gösterdi:

'Enver Paşa bu çocuğun yerini terk ettiğini görerek yakalamış! Bana teslim ederek derhal idam edilmesini istedi! Harp divanınca sorgusu yapılıncaya kadar yanınızda kalsın!'

İhsan Paşa'nın soruşturma, sorgu diyerek zaman kazanmak istediği anlaşılıyordu. Teğmen 17-18 yaşlarında gösteriyordu. Zayıf yapılı, sarı benizliydi. Üstünde yıpranmış ince bir kaput vardı. Ayağındaki ayakkabı patlamış ve dağılmıştı. Titreyip duruyordu.

29. Tümen Komutanı Albay Arif, teğmeni tanımıştı. 9. Kolordu Komutanı İhsan Paşa'ya dönerek şöyle dedi:

'Paşam! Bu çocuk, seferberlik ilan edildiğinde harp okulunun son sınıfındaymış. Gönüllü olarak savaşa katılmak için bize başvurmuştur! Tümenin en genç teğmenidir! Savaşın başından beri takım komutanıdır. Şimdiye dek iyi hizmeti geçmiştir!'

29. Tümen Komutanı Albay Arif genç teğmene döner ve sorar:

-'Oğlum, Enver Paşa seni neden yakaladı?'

Genç teğmenin cevabı tam bir dramdı:

'Efendim, bir hafta önce, takımımda 40 kişi vardı. Yollarda çok kayıp verdik. Sabah Çerkezköy'e doğru saldırıya geçtiğimizde ancak on kişiydik! Hep birlikte ileri atıldık! Ruslar inatla direniyorlardı, çok zor ilerliyorduk! Çerkezköy'e yaklaştığımızda şiddetli bir ateşle karşılaştık. Askerlerin hepsi de şehit düştü, tek başıma kaldım! Ne yapacağımı şaşırmıştım! Alay komutanını ararken biraz soluk almak için bir ağacın dibine oturdum. Ön hatlara gelen Enver Paşa hazretleri beni orada buldu!'

Biraz sonra Enver Paşa çıkageldi. Yanında General Bronsart Von Schellendorf, Yarbay Feldman ve Yarbay Felix Guze vardı.

Saldırının umutsuzluğu artık gizlenemez olmuştu. Enver Paşa'nın gittikçe hırçınlaştığı her halinden belliydi. Saldırı bir bozguna dönüşmek üzereydi. Bu hırçınlık ve bedbinlik içinde İhsan Paşa'ya dönerek sordu:

-'Teğmen hakkında verdiğim emir yerine getirildi mi?'

İhsan Paşa büyük bir soğukkanlılıkla şöyle cevap verdi:

-'Hakkında idam kararı almak için harp divanına verdik, sorgusunu yapıyoruz!'

Bu cevap üzerine Enver Paşa şöyle haykırır: Ne sorgusu? Derhal idam edilecek!

Enver Paşa'nın emri çaresiz olarak yerine getirilecekti.

Askerlerden oluşturulan bir idam mangası, Enver Paşa'nın ve Alman subayların bulunduğu yerin biraz gerisine düzenlerini aldılar. Ardından ağlamaklı bir ses duyuldu:

-'Ateş!'

On tüfek birden patladı. Genç teğmen önce sarsıldı, sonra da karlar üstüne kapaklandı. Bir iki titreme belirtisi görüldü, ardından o da kesildi. Sıcak kanı karı eritmiş, cepheye gelirken, uğruna can vermeyi düşündüğü toprağa karışıp gitmişti!

Enver Paşa'nın bu kanun tanımaz despotluğunun ardından Albay Arif Bey şöyle demektedir:

-'Zavallı genç, bir zorba komutanın emriyle karargâh bölüğü tarafından kurşuna dizildi! Zayıf vücudu yere yıkıldı! Fakat gözlerimizin önünde çöplüğe atılmış bir suçlu gibi değil! Sarıkamış'ta hayatlarını feda edenler gibi, şeref meydanına serilmiş bir şehit gibi gözlerimizde büyüdü ve yüreklerimizde öylece yer tuttu!

(Hadiseye şahit olanlardan biri olan) Yarbay Şerif (Köprülülü) ise şöyle diyor:

-'Donuk gözleri, zayıf ve bitkin, iki bacağının üstünde zorlukla duran iki avuçluk vücudu, ince kolları, bükülen boynu hâlâ gözümün önündedir. Bu çocuk da bir anadan doğdu! O ana da çocuğunun beşiğini sallarken aynen Enver Paşa'nın annesi gibi 'Oğlum büyük adam olsun, paşa olsun!' diye ninni söyledi. Enver şimdi paşa oldu! Ocak söndürmeyi, ev bark yıkmayı, ordular batırmayı becerdi!'

(Sarıkamış Gerçeği - Beyaz ölüm | Hanri Benazus | shf.554-559)

Popüler İçerikler

ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
YORUMLAR
27.07.2017

Şerif Köprülü Sarıkamışta 75 bin muharibi olan ordunun 90 bin şehit verildiği yalanını uyduran aciz bir mahlukat.Bu olayın kaynağına inanacaksanız deli kadir mısıroğlunu da tarihçi olarak dinley,in derim.1903 yılında Osmanlı tarafından idam edilen 2 er için sonuna kadar mücadele eden Enver kendi askerini mi kurşunu dizecek?1915'te Karabekirin bozgunculuk nedeniyle idamı için paşaya şikayet edildiğinde Enver Kazım iyi adamdır deyip kağıdı yırtıp atmıştır , kibirli dediğiniz adamın hayatını derinine incelediğinizde utangaç bir kişilik göreceksiniz.

28.07.2019

GENEL KURMAY KAYITLARINA DONARAK ÖLEN 8 BİN, HASTALIK YARALANMA VE ŞEHİT OLMA İLE SAVAŞ DIŞI KALAN ASKER SAYISI 23 BİNDİR. HAREKATA TOPLAM KATILAN 70 BİN ASKERDİR. 90 BİN YALANDIR. SAĞCILARIN BİR YALANI TÜRKÇÜ OLDUĞU İÇİN ATILAN YALANLARDAN BİRİ

24.07.2017

Enver paşa yıkılmış ve zayıf bir imparatorlugun ardından boş bir hayal peşinde koşturan zavalli bir salaktir. Rusya da şehit edilmemiş , gebertilemiştir. Kim yaptiysa eline saglık.

25.07.2017

hayatinda futbol sevicisi olmak disinda ne yaptin lan alagavat Enver Pasa ulkesi icin kendini feda ediyor ama basaramadigi icin hain oluyor oyle mi otur futbolunu izle bu işlere burnunu sokma.

24.07.2017

hanri benazus kimdir? nerede tahsilini yapmıştır? bu iddiasındaki kaynağı nedir? demeden bilmeden şimdi bir ton adam işin aslını astarını bilmeden enver paşa'ya yüklenecek. tarihçilik ciddi iştir, meddahlığa benzemez, "kaynak götüm" deyip çıkamazsın işin içinden.

07.08.2017

ne alaka?

TÜM YORUMLARI OKU (32)