Psikolojinin pazarlama dünyası üzerindeki etkisi tartışılmaz. Pazarlamacılar tüketici davranışlarını daha iyi anlamak ve farklı personalar yaratmak için psikolojiden her fırsatta yararlanıyor. Pazarlama dünyasının yeni bir kampanya ya da iletişim sürecinde en sık kullandığı yolların başında ise insan zihninin 1 milyon yıldır değişmeyen bazı eğilimleri, ezberleri ve inanışları geliyor. Literatürde bilişsel çarpıtma olarak geçen bu kavram psikoloji ve benzeri bilimlere ilginiz yoksa belki de bu yazıyı okurken ilk defa karşınıza çıkmış olabilir. En basit ifade ile beyninizin gerçeği yansıtmayan bağlantılar kurması diyebiliriz bilişsel çarpıtmalar için. Adını ya da tanımını duymamış olabilirsiniz ancak şu örneği verince eminim temelde ne olduğunu anlayacaksınız. “Hani şu etrafında büyük ve küçük daireler olan farklı renkteki iki yuvarlaktan hangisi daha büyüktür?” benzeri basit testleri bilirsiniz. Bu gibi testlerde iki şekli cetvelle ölçüp ikisinin
de eşit büyüklükte olduğunu görseniz ve hatta altına üstüne bir çizgi çekip ikisinin de eşit olduğunu görsel olarak gösterseniz bile zihniniz etrafında daha küçük yuvarlaklar olan şekli diğerinden daha büyük olarak görmeye devam eder ve eldeki bilimsel veriyi deyim yerinde ise çarpıtır.
Zihnimiz bu gibi testlerde olduğu gibi günlük hayatta da çoğu durumda karar alırken sistematik bir şekilde mantığa aykırı bir düşünce yapısını takip eder. Demek istediğim aldığımız kararların çoğunda ezbere düşüncelerimiz, inanışlarımız, ön yargılarımız kontrol sahibidir. Zihnimiz çoğu zaman olaylar karşısında doğru ya da yanlışın peşinde koşmaz, işine geleni yapar, işine geleni hatırlar ve genellikle gerçeği çarpıtır. Bu bizim bir anlamda fabrika ayarımızdır.
<a href=" Pazarlama</a> ile ilginenler için harika paylaşım