Çoğumuz bir yandan bundan yakınırken bir yandan da aynı anda birçok şey yaptığımızı-zannederek- böbürlene böbürlene anlatıyoruz. Netflix’te bir şey izlerken bir yandan sosyal medyada gezinmeyi marifet zannediyoruz. Ya da e-posta yazarken YouTube’dan yemek tarifi videosu izliyoruz. Kendimizi bu multi-tasking olma illüzyonuna kaptırmasak bile etrafımızda o kadar çok teknoloji odaklı uyaran ve dikkat dağıtıcı şey var ki. Bizim ekstra bir çaba harcamamıza gerek de yok aslında.
Tüm markaların dijital platformlarda tüketiciyi kimi zaman etik dışı birçok yöntemle tuzağına düşürdüğü bu çağda dikkat peşinden koşulan en önemli akçelerden biri. Çünkü sizin dikkatinizi çekebilen kazanıyor, size aklınızda yokken bir tişört ya da tatil satın aldırıyor. Bunların hepsi tanıdık geliyordur. Odaklanama sorunu yaşamamıza neden olan teknoloji dışında uykusuzluk, susuzluk negatif düşünceler gibi durumlar olsa da meselenin odağında ekranlar daha da somut ifade etmek gerekirse; akıllı telefonlar var.
Çoğumuz akıllı telefonumuzdan bir saniye bile ayrı kalamıyoruz. Arkadaşlarınızdan mesaj beklemek, e-postaları kontrol etmek, oyun oynamak ve benzer işler için daima yanımızda olan telefonumuzu her an kontrol etmek bir bağımlılık halini almış durumda. Adına ister FOMO(Gündemi kaçırma korkusu) ister Nomofobi (Cep telefonu bağlantısını kaybetme korkusu) deyin. Hepsi aynı yere, cebimizdeki ekranın yarattığı dünyaya çıkıyor.