Ev sahipleriyle kiracılar arasında yıllardır bir sulh hakimdi. Ta ki enflasyonda yükseliş hızlanana dek! Tek sorun enflasyon da değildi. Özelikle İstanbul'da yabancılara kiraya verilen evler bazı ev sahiplerinin iştahını açmıştı. Kiralarda artış yetmedi, mevcut kiracıyı çıkararak yenilerini pahalıya almak için türlü bahane peşine düştüler. İşte bir avukattan bu bahanelere yasal karşılıklar.
iyi niyeti kötüye kullanan kiracılar için ne yapilacak
Peki ev sahiplerinin suçu ne ya ben çalıştım çabaladım ev aldım binbir borç sıkıntı ile. Bundan piyasa şartlarında gelir elde etmem kanunlarla nasıl engellenebilir ya? Çocuğumun okulunu finanse eder diye alıyorum okul fiyatları hayvan gibi artıyor ama kirayı aynı oranda arttıramıyorum.
Ülkede çalışıp, kazanıp, biriktirip mal-mülk sahibi olmak resmen insanlık suçu oldu. Ev sahibi olanlar şeytanlaştırılıyor. Yakında ev sahiplerini meydanlarda taşlayacaklar. Ben ev sahibi değilim ama çalışıyorum ve zaman, enerji ve emek harcıyorum. Birikim yapıyorum. Ev sahibi olan insanlar da böyle yaptılar, olması gereken bu. Ama karaktersiz, namussuz, ölücü olan kiracılara göre ev sahibi olmak günah ve 'armut piş ağzıma düş' misali fazla evi olanlar evlerini bedavaya onlara vermek zorunda. Hatta ekşi'de 'devlet tapulara el koymalı kiracılara vermeli' diyen akıl ve ahlak yoksunu tipler var. Gerizekalı komünist zırvaları... Bu gerizekalılara göre doktor ile çöpçü de aynı maaşı almalı. Ameliyatlara da cerrah yerine temizlikçiler girer o zaman. Eşitlik yoktur adalet vardır. Sokun artık kafanıza şunu.