Ankara'daki Gezi Parkı gösterilerinde Ethem Sarısülük'ü silahıyla ateş edip öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz'a verilen üç ayrı raporunun birbiriyle çeliştiği, ilk iki raporda hiç yer almayan 'bilekteki yırtık' bulgusuna dokuz gün sonraki üçüncü rapora eklendiği ortaya çıktı.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Şahbaz’ın “Bileğime taş geldi” şeklindeki savunmasına dayanak oluşturması için, bu ifadeyi içeren raporun geçmişe dönük düzenlendiği ileri sürüldü. Ayrıca sağlık raporlarında saat belirtilmediği, raporların ulusal kayıt sistemine kaydedilmediği ifade edildi. Üç raporu inceleyen Antara Tabip Odası, “El bileğindeki yırtık şeklindeki yaralanma büyük oranda kişinin kendi eylemi ile oluşabilir” dedi. Bunun üzerine, Sarısülük Ailesi’nin avukatı Kazmı Bayraktar, raporları düzenleyen Özel Medicana İnternational Ankara Hastanesi hakkında “resmi sahtecilik suçunu birden çok işledikleri” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Ankara Kızılay’da 1 Haziran’daki gösterileri sırasında Sarısülük’ü silahla ateş ederek öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz, tetiği çekmeden önce bileğine taş geldiğini, ardından ambulansla Özel Medicana İnternational Ankara Hastanesi’ne götürüldüğünü ileri sürmüştü. Avukat Kazım Bayraktar, yaptığı incelemede, bu hastane tarafından düzenlenen raporların, “sanığın lehine delil olarak kullanabilmesi için sonradan düzenlendiklerini, gerek tarih itibariyle gerekse içeriği itibariyle gerçeği yansıtmadıklarını” tespit etti.
GÜN GEÇTİKÇE YARALANIYOR!
Aynı hastaneden alınmış 1 Haziran 2013 tarihindeki raporda Şahbaz için “Sağ alt kadran batında, sağ ön kolda bilekte, sol ön kol ön yüzde abrazyon” saptandı ve iki gün istirahat verildi. 3 Haziran’da “Diz, uyluk kontüzyonu, dirsel burkulma ve gerilmesi, ayak bileği kontüzyonu” teşhisi kondu ve yedi gün daha istirahat verildi. Aradan üç gün geçtiği halde ilk raporda yer almayan yaralar eklenmişti. Dahası 10 Haziran’da verilen üçüncü raporda, önceki iki raporda yer almayan “El bileği ve karpus ligamentinin travmatik yırtığı”ndan söz edilerek, yedi gün daha izin verildi.
Avukat Bayraktar, üç raporun da birbirinden farklı unsurlar içerdiğini, üzerlerinde saat belirtilmediğini, ikisinin protokol numarasının ise aynı olduğunu tespit etti. Bayraktar ayrıca, sğlık birimlerinin, hastaları ile ilgili verileri ‘Sağlıknet 2’ sistemi ile merkezi sisteme kaydettiğini, kayıt yapılmadan muayene, teşhis ve tedavi işleminin yapılmadığını anımsatarak, Şahbaz hakkındaki raporun kayda girmediğini savundu. Bayraktar, “Şüpheli doktorlar, gerçeğe aykırı içerikte ve geçmiş tarihli olarak düzenledikleri için raporlar kayıtlara girilmemiştir” iddiasında bulundu. Bayraktar, 3 Haziran-10 Haziran arasında yedi gün geçtiği halde dört tanını aynı kalmasına dikkat çekerken, “El bileği ve karpusun ligamentinin travmatik yırtığı” tanısının da son rapora eklendiği vurguladı. Bayraktar, dilekçesinde, “Dokuz gün sonraki rapora böyle bir tanı eklenmesinin amacı, şüphelinin muhtemelen amir ve müdürleri ile kurguladığı, ‘Havaya ateş ederken bileğime taş taş geldi’ şeklindeki savunmaya ayanak oluşturacak şekilde sahte kanıt yaratmaktır” dedi.
Bu raporlar ayrıca, ağabey Mustafa Sarısülük’ün başvurusu üzerine Ankara Tabip Odası tarafından incelendi. Biri ortopedi ve travmatoloji diğeri adli tıp uzmanı iki bilirkişiden oluşan heyet, 6 Mart’ta hazırladıkları raporda, şu tespiti yaptı:
ATO: BÖYLE RAPOR OLMAZ
“İlk raporun tanı bölümünde darp edilme dışında hiç bir şey yazılmamış olup, lezyon ve patalojik bulgular tarif edilmemiştir. Buna karşın iki gün istirahat verilmiştir. İstirahatin gerekçesi bu raporda bulunamamıştır. Bu nedenlerle tıbbi bilimsellikten uzak ve yok hükmündedir. 2. ve 3. raporlarda ise lezyonlar tarif edilmiştir. Bu lezyonlar diz kontüzyonu, uyluk kontüzyonu, dirsek burkulma ve gerilmesi, ayak bileği kontüzyonudur. Ancak 3. raporun 2. rapordan tek farkı el bileği ve korpusun lagamentinin travmatik yırtığı şeklinde bir tanının eklenmiş olmasıdır. Zaten böyle bir yaralanma büyük oranda kişinin kendi eylemi ile oluşabilir. Kişinin hastaneye ilk başvuru günü ile 2. ve 3. başvuru günleri arasında 2 ve 9 gün bulunmakta olup 01.06.2013 tarihli raporla, bu raporlar arasında travmatik yönden bir ilişki kurulması mümkün değildir. Çünkü aradan geçen 2 ve 9 gün içinde düşme, trafik kazası geçirme, kendi kendini yaralama ve benzeri bir çok olasılıkla 2. ve 3. raporda tanımlanan bulgular oluşabilir. Nedensellik ilişkisinin kurulamamasının iki nedeni vardır. Birincisi; 01.06.2013 tarihli raporlarda tanımlanan bulguların bir çok nedenle oluşabilme olasılığıdır.'
(İsmail Saymaz-Radikal)