Erkek öğretmen ise çok zor şartlarda okuyup öğretmen olduğunu belirterek “Buradaki çocukların mağduriyeti beni çok etkiledi. Mesai saatlerim dışında da geceleri çocukları üniversite sınavına hazırladım. Onlar için sürekli deneme sınavları vs. ayarladım. Yazın Van’a gelip çocuklarımın tercihlerini yaptım. 19 kişilik sınıfın 13’ü 4 yıllık fakülte kazandı. Bu süreçte ise Milli Eğitim Müdürü bana destek oldu. Sürekli çalışmalarımı takdir ettiğini belirtti” diye konuştu.
Bu çalışmalarının bazı meslektaşları tarafından hoş karşılanmadığına dikkat çeken öğretmen, “Benim açığımı arayan öğretmenlerden biri çocuklara Said Nursi kitapları okutuyordu. Diğer meslektaşım ise ders saatlerinde 2 öğrencimi evine götürerek çocuğuna baktırıyordu. Ben çocukların dersten geri kalmasına izin vermedim. Okulda Atatürk büstü yoktu. Maaşımla büst yapılmasını dahi önerdim. Bu çıkışlarım o meslektaşlarımı rahatsız etti” ifadelerini kullandı. İki defa meslektaşına sarıldığını aktaran erkek öğretmen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayrıca migrenim olduğu için meslektaşımdan spor odasının anahtarını alıp 2 kez biraz dinlendim. Sürekli açığımı aradıkları için, ‘hoca uyuyor’ dememeleri için ise kamerayı kapattım. Ancak camdan bakılsa içerisi gözüküyor. Öğrencilerim gelip uyandırdı. Ben bize bu iftirayı atanlar hakkında yasal yolları kullanacağım. Bakanlığın ise bu haksızlığa son vereceğini düşünüyorum.”
Hayır erkek öğretmeni van dan nereye sürebilirler ki marsa mı
Sarılınca ne olmuş, birbirlerine parmak mı atmışlar arkadan? Onun bunun çocukları, sanki Türkiye Cumhuriyeti değil, şeriat ülkesi.
Ders saatinde iki öğrenciye çocuğunun bakıcılığını yaptıran kevaşeye niye ceza vermemişler?