Absürtlük denince akla ilk gelen kanal olan Flash TV, yayın hayatı boyunca her biri parmakla gösterilecek işlere imza attı. Bu işlerden bazıları öylesine tuttu ki günümüzde hala gündemden düşmek bilmiyor. Eğer siz de sıkı bir Flash TV hayranıysanız bu içerik çok hoşunuza gidecek!
Gökhan Taşkın'ın tamamen kendine has ve alışılmışın dışındaki sunum tekniğiyle Gece Hattı, bugüne kadar görüp görebileceğiniz tüm haber programlarından ayrılıyordu. Obama'ya seslenirken yüzünü siyaha boyamaktan tutun da ALS hastalığına dikkat çekmek için canlı yayında başından aşağı buzlu su dökmeye kadar Gökhan Taşkın'ın habercilik için yapamayacağı şey yoktu.
Flash TV'yi Flash TV yapan yegane şey Gerçek Kesit'ti. Sarı Bıyık'ın aniden beliren psikodelik hareketleri ve her masum üniversiteli kızın arkasında beliren Kaleci Saçlı Adam'la bu program gerçekten bambaşkaydı. 1993 yılında hayatımıza girmesine rağmen günümüzde YouTube üzerinden izlenme rekorları kırmaya devam eden Gerçek Kesit absürtlüğün son kalesiydi.
Bir program düşününki her bölümünde farklı biri düğün olsun. Düşündünüz mü? Eğer hayal edemiyorsanız size hazırını getirdi. Faik Öztürk'ün sunuculuğunu yaptığı Düğündeyiz, her yeni bölümünde bir düğün atmosferinde geçiyordu. Düğünler gerçek mi yoksa kurgu mu bilmesek de kırmızı kuşaklı bir gelin ve sakal tıraşını olmuş bir damat muhakkak ekranda görünürdü.
Hollywood yapımcılarının bile aklına gelmeyecek bir dekorla ekranlara gelen Kadere Mahkumlar, sadece ama sadece hapis cezası alan izleyici kitlesine hitap ediyordu. Hapishane dekorlu stüdyoda çekilen programın demir parmaklıkları bile vardı. Dilber Ay'ın sunduğu programda Türkiye'nin dört bir yanında hapis yatan mahkumlar istek şarkılarda bulunuyordu. Bu fikir kimin aklına geldi acaba?
Yalan Topu Testi mi desek yoksa Gerçeğin Peşinde mi şaşırdık! Yalçın Çakır Flash TV için öylesine bir değerdi ki Yalçın Abi'yi hemen her programda görebilirdiniz. Üstün teknolojiyle yapılan yaşlandırma tekniğinden tutun da Melek Subaşı'nın geçemediği Yalan Topu Testine kadar Yalçın Abi tüm gizemleri teker teker çözüyordu. Eşekle cinsel ilişkiye girip karısıyla giremeyen adama bile bir hal çare olmaya çabalayan Yalçın Çakır sen efsanesin!
Kanal 7 ekranlarından tanısak da daha sonra Flash TV'ye geçen Fıkralarla Türkiye özellikle fıkranın sonundaki 'Nasii?' ve ardından gelen kemençe esintili müziğiyle ekran başındakileri transa sokuyordu. İsmail Türüt'ün sunduğu programda Karadeniz fıkraları canlandırılıyordu. İşin garibi bu program tuttu ve uzun süre izlendi.
Mehmet Ali Erbil olunca absürtlük olmaz mı? Flash TV'nin 90'lı yıllarında ekranlara gelen Ali Babanın Çiftliği'nde amaç tavuk kovalamaktı. Evet, yanlış duymadınız. Herkes tavuk kovalıyordu. Kümeste tavuk yakalama yarışması ortalama yarım saat sürüyordu. Neyse biz başka bir programa geçelim...
Gece 12'yi geçince Flash TV'nin en enteresan programı olan Rüyanız Hayrolsun başlardı. Emine Akkaya'nın sunduğu programda izleyiciler gündüz niyetine telefon açıp sunucuya rüyasını anlatıyor ve Akkaya'da yorumluyordu. 'Hakan çişim geldi.' lafıyla aklımızdan çıkmayan Akkaya rüya konusunda epey iyiydi.
Bir döneme damga vuran izdivaç programlarının feriştahı Dest-i İzdivaç, bu işin gurusu Esra Erol tarafından Flash TV'de hayat bulmuştu. Azgın amcaların evlenmek için şarkılar söylediği, teyzelerimizin kendilerini naza çekmeleri ve daha pek çok absürt olayların yaşandığı Dest-i İzdivaç gerçekten bambaşka bir olaydı.
Esra Erol'un yıldızının parlayıp başka kanala transfer olmasıyla yeni bir fikre sarılan Flash TV bu defa da 'Ne Çıkarsa Bahtına' adlı izdivaç programıyla ekranlardaydı. Dest-i İzdivaç kadar olay olan programda evlenmek isteyen kişilerin garip istekleri herkese 'yok artık' dedirtiyordu.
Mahmut Tuncer Show kesinlikle sıradan bir eğlence programı değildi. Bir program düşünün ki hiç durmadan saatlerce halay çekilsin. Halay çekmenin bir yaşam stili olduğunun en büyük kanıtı olan programda gelen her konuğa halay çekmekten dalak şişmesi garantisi veriliyordu. Öyle bir ortam yani.
Flash TV denince biraz geniş düşünmek lazım. Bu kanalda eğlenceden habere ve hatta spora bile yer vardı. Geri Dörtlü adlı spor programı da bunların şahıdır. Ekranların görüp görebileceği en fantastik spor programı olan Geri Dörtlü'de amaç hiçbir zaman spor olmadı. Burada amaç kavga etmek ve kaos yaratmaktı. Aydemir Akbaş, Levent İnanır ve Aykut Oray'ın sunduğu programı allah aşkına açıp bir izleyin!
Şöhret basamaklarını tırmanmak için canını dişine takan ama tekrardan başladığı noktaya dönen ünsüz ünlülerin dertlerini anlattığı Mehtap ile Şöhretin Bedeli'nde ünlülerin menajerlerine bağlanılıyor ve hesap bile soruluyordu. Bu program devam etmeliydi bence...
İsminden de anlaşılacağı üzere Horon Show, tamamen horon tepilen bir program. Yani başka bir numarası yok. Bayağı başından sonuna kadar deliler gibi horon tepilen program birikmiş enerjisini atmak isteyenler ya da horon öğrenmek isteyen hevesli kişilerce tercih edilebilir.