-Derken, güzel prenses bir gün sarayın üst katlarında bir oda keşfetmiş. bu odada yaşlı bir kadın kralın emirlerinden habersiz iğne ile dikiş yapıyormuş…
-Nasıl? kralın tüm iğneleri yok edin emrini duymamış mı?
-Yok, sarayın kimsenin bilmediği yerlerinde yaşıyormuş bu kadın?
-Yemek yemiyor muymuş? tuvalete gitmiyor muymuş?
-…yeer, gider
-E yemek yerken kimseyi görmüyor mu? odasında mutfak, tuvalet mi var?
-Oğlum görmemiş işte
-Yemek malzemelerini nereden alıyor ki? kendi mi yetiştiriyor.
-Masal bu oğlum, öyle işte…
-Sonra kurt ikinci domuzcuğun da tahtadan yaptığı evini bir üfürüşte devirmiş, o da üçüncü kardeşin taştan yaptığı eve kaçmış.
-Nerden kaçmış?
-Nasıl nerden, ev yıkılınca çıkıp kaçmış
-Kurt yakalayamamış mı bunları?
-Kaçıyorlar oğlum.
-Yavru domuz, kurttan daha mı hızlıdır ki?
-Değildir de, domuz eve daha yakınmış.
-Kurt niye uzakta duruyor o zaman?
-Üflemek için işte
-E ama yakından daha iyi üflemez mi?
-Bu uzaktan üfleyici kurt…!
İnsanda masal anlatma hevesi bırakmayan çocuklardır bunlar. Tamam masalların mantıksız olduğunu biz de biliyoruz ama masal bu, dinleyip ders alacaksın diyoruz; yok o niye elmayı yedi, yok 100 yıl uyunur mu? Yok öpmeyle adam mı uyanır? diye insanın canından bezdiriyorlar. Hayır karga ile tilkinin 2 saat muhabbet etmesinde bir sorun görmüyor da, krallıkta bir tane iğnenin kalmış olması tuhaf geliyor paşaya.
Ama çocuk sorguladıkça fark ediyorum ki masallar gerçekten facia gibi. Belki bundan 10 sene evveline kadar bir şekilde idare ediyordu da, bu dönemde artık ya yeni masalların yazılması gerekiyor ya da eski masalların revize edilmesi lazım. Çocuğa anne-babanın kızlarını marul karşılığında cadıya vermesinin mantığını izah edemiyorum. Çocuk şimdi ya sizde beni marul için cadıya verirseniz diye kaygılanıp duruyor.
Cadıya şaşırmıyor da, kuleye, 15 metrelik saçlara takmıyor da marul karşılığı çocuğun cadıya verilmesi zoruna gidiyor. Anksiyete oldu çocuk resmen cadıya verilecek diye.
-Ama demiş tam 12’de evde olmalısın yoksa tüm bunlar eski haline döner!
-Neden dönermiş
-Çünkü öyle büyü yapmış peri
-E yapmasın o zaman
-Neyi yapmasın?
-Peri değil mi? büyüyü 12’de değil de daha geç bitecek şekilde yapsın.
-Gücü o kadarmış
-Kertenkeleyi at yapabiliyor ama? fareleri uşak yapıyor, buna mı yetmiyor gücü
-He bir tek ona yetmiyormuş! dünyayı patlatacak gücü varmış ama saat 12’yi geçen büyü yapması imkansızmış
-Saçma
-Herkes saçma bi sen akıllısın...
-Ne?
-Yok.. yok bir şey, 12’de dön demiş işte.