Bir önceki yazımda sanatta kullanılan sembollerden ve anlamlarından söz etmiştim. Sembol kavramı ile devam etmek ve sembollerin önemli yeri olan sanat akımlarına da göz atmak istiyorum.
Bir önceki yazımda sanatta kullanılan sembollerden ve anlamlarından söz etmiştim. Sembol kavramı ile devam etmek ve sembollerin önemli yeri olan sanat akımlarına da göz atmak istiyorum.
İnsan başka türlü anlatılması zor olan bir konuyu temsil etmek için sembollerden yararlanmıştır. Sanırım sembol oluşturma insana has düşünme eyleminin bir çıktısı. Çünkü insan zihni algıladığı şeylerden öncelikle imgeleri, imgelerden de sembolleri oluşturuyor.
Erich Fromm’a göre sembol 3 farklı etkiden doğuyor; rastlantısal, geleneksel ve evrensel. İnsanoğlu doğduğu andan itibaren çevresini algılamaya başlar ve semboller oluşturarak kendi dünyasını kurar. Bu semboller Erich Fromm’a göre rastlantısal sembolleri oluşturuyor. ve bilinçaltıyla ilgilidir. Geleneksel semboller, bir topluma ait olan ve o toplumun kültürel yapısıyla ilişkili sembollerdir. Örneğin; Anadolu kültüründe gelinlik üzerine takılan kırmızı kuşağın bekareti simgelemesi gibi. Evrensel semboller ise asırlar boyu süre gelen, tüm insanlığa mal olmuş sembollerdir ve kolektif bilinçle alakalıdırlar. Kolektif bilinç, kalıtımla kuşaktan kuşağa aktarılan bir düşünme biçimidir ve sembollerle algılamayı sağlar. İnsanoğlunun geliştirdiği işaret ve simgeler dil, masal, büyü, mit gibi kültürel imgelerden türemiştir.
Michelangelo (1510), “İlk Günah ve Cennetten Kovuluş”
Ortaçağda, çok az kişinin okuryazar olduğu dönemlerde sanat hareketleri, kitlelere daha derin anlamlar iletmek için büyük ölçüde sembollere dayanıyordu. Bu dönemde semboller dinden, mitolojiden, doğadan ve toplumdan esinlenmiştir.
19. yüzyılın sonlarında, sembolizmin kendisi bir sanat hareketi olarak ortaya çıktı. Sembolizm, duygusallığı ve insanın iç dünyasını ön plana alan ve romantizme benzeyen bir akımdır. Açıkçası kendisinden önceki tüm akımlara karşı çıkmıştır. Hareket, yumuşak renklerden, sararmış yapraklardan, kara meleklerden ve grotesk figürlerden yararlanmış,
Arnold Böcklin, (1872) Otoportre
Leonardo Da Vinci ve Vincent Van Gogh'dan Frida Kahlo'ya ve Pablo Picasso'ya kadar tüm popüler ressamlar, eserlerinde zamanın tonunu belirlemek ve resimlerinde belirli detayları vurgulamak için sembolizmi kullanmışlardır.
Salvador Dali (1937), “Yanan Zürafa”
Bu sefer sembolizmde kullanılan simgeler ikonografideki bilindik semboller değil daha çok kişisel, öznel, muğlak göndermeler olarak karşımız çıktı. Sürrealizm akımını takip eden sanatçılar, eserlerinde rüyalarını, psikanalizi ve bilinçdışı duyguları aktarmayı denedi. Fantezi ve rüya görüntülerini kullanarak iç dünyalarını, sembolik yollarla ortaya çıkaran, yaratıcı çalışmalar üretti.
Siz kendi iç dünyanızı sembollerle ifade etmek isteseydiniz nasıl simgeler kullanırdınız?