Günümüze kadar çok fazla sanat eseri yapılsa da bunların en önemlilerinden biri natüralizm ve perspektif gibi geleneksel kurallara uymayan resimlerin yapıldığı soyut resimler oldu. Eğer en ünlü soyut resimleri merak ediyorsanız, bu içerik çok hoşunuza gidecek!
İsveçli sanatçı Hilma af Klint zamanının en önde gelen soyut sanatçıları arasındaydı. No. 7, Adulthood adlı 10 eserden oluşan bir seri yaratan Klint'in bu eseri, o seriye ait.
Bu koleksiyon, çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık dahil olmak üzere yaşamın aşamalarını temsil ediyor.
Rus ressam Wassily Kandinsky, farklı insan deneyimlerini iletmek için renk ve soyut formlar kullandı. Eserlerinin çoğu müzikten ilham alıyor ve fırça darbelerinde seslerin bulunabileceğine inanıyordu.
Sanatçı bu eseri için 30'dan fazla kompozisyon ve eskizi bir araya getirdi.
Rus sanatçı Kazimir Malevich, en çok geometrik şekillere dayanan Suprematist soyut sanatıyla tanındı.
Siyah Kare, sanatçının biraz farklı varyasyonlarla dört kez kopyaladığı en ikonik resmidir.
İsviçre doğumlu Alman sanatçı Paul Klee, Wassily Kandinsky gibi müzik ve resim arasındaki bağlantıdan derinden etkilendi.
Twittering Machine, Klee'nin en ünlü ses tasviridir.
Hollandalı sanatçı Piet Mondrian, yıllarca gerçekçi bir tarzda resim yaptıktan sonra soyut sanat akımına katıldı ve daha sonra bu alanda büyük bir isim haline geldi.
Sanatçı, Neoplastikizm adlı bir soyutlama üzerine kendi felsefesini oluşturdu.
Kompozisyon X, Kandinsky'nin temsili olmayan form aracılığıyla ifade keşfinin zirvesidir.
Resim, yaşam döngüsünü ve dünyadaki herkesin deneyimlediği duygusal iniş çıkışları gösteriyor.
Klee, Ölüm ve Ateş'i 1940'ta, ölümünden sadece birkaç ay önce yaptı.
Ölüm ve Ateş, bu dönemde çalışmalarının neden giderek daha basit hale geldiğini net bir şekilde gösteriyor.
Mark Rothko ismi akla hemen geniş düz renk alanlarından oluşan tuvalleri getiriyor.
Rothko, farklı insan deneyimlerini ve duygularını iletmek için bir dizi renk kombinasyonu denedi. Yelloz, Pink and Lavander on Rose, 1950'lerden kalma ilk parçalarından biridir.
Bir başka renk alanı öncüsü olan Amerikalı sanatçı Barnett Newman, çalışmalarını diğer soyut dışavurumculardan ayıran dikey bir renk bant icat etti.
Amerikalı sanatçı Helen Frankenthaler, tuvalleri geniş renk alanlarıyla doldurmak için kendi çığır açan tekniğini geliştirdi. Terebentinle inceltilmiş boyayı tuval üzerine dökmeyi içeren “ıslatma lekesi' tekniğini icat etti.
Dağlar ve Deniz (1952), Frankenthaler'ın bu süreci kullandığı ilk sanat eseriydi