Milattan önce 1. yüzyılda yaşamış yazar, mimar ve askeri mühendis Vitruvius, mimarlığın üç bileşenini 'sağlamlık, kullanışlılık ve güzellik' (firmitas, utilitas, venustas) olarak tanımlamış. İçeriğimizdeki yapıları detaylı incelediğinizde, bu üç detayın gerçekten de mimarlığın yapı taşı olduğunu keşfedeceksiniz. Keyifli okumalar!
İspanya'nın Barcelona şehrinde yer alan La Sagrada Familia modern mimarinin atalarından Gaudi'nin inanılmaz tasarımı 'Bitmeyen Kilise' olarak nitelendiriliyor.
Sanatın her dalının ayrı bir büyüsü var, mimari de, doğru ellerde bir sanata dönüşüyor, bu açık.
Cami ve darüşşifasını inşa eden mimar ve ustaların, bu eşsiz eserde ortaya çıkan ''Namaz kılan insan'' ve diğer siluetler ile gölgeler için çok ince hesaplar yaptıkları, tarihi eseri hayata geçirmeden önce 2 yıl boyunca güneşin doğuşundan batışına, yıldızların çıkışından kayboluşuna kadar her şeyi hesapladıkları bildirildi.
Bahsi geçen siluetler, ilk aşamada sadece bakıyor, ikinci aşamada kitap okuyor, üçüncü hali namaz kılarken, dördüncü ve son halinde ise kadına çeviriliyor. Her detayın planlı ve muhteşem bir ahenkte sıralandığı yapıyı görmek için dünya çapından turistler Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'na geliyor.
Kızıl anlamına gelen el-hamra isminin, inşaatta kullanılan kil harcın kızıla çalan renginden dolayı verilmiş olan saray tarihte pek çok kez el değiştirdi, krallık sarayı olarak kullanıldı.
İlk inşası 889 yılında olan saray, 1333'te bugünkü yapısına kavuştu ancak 1492'de bölgenin Hristiyan egemenliğine geçmesinin ardından Rönesans mimarisinden de etkilenen bölümler inşa edildi.
Fransız kaldıkları sürece kaleyle ilgilenip tamir ettiler ancak bölgeyi terk ederken sarayın kulelerine dinamit döşeyerek tamamen yok etmek istediler. Bu girişim bir İspanyol askerinin olayı fark edip dinamit kablolarını kesmesiyle engellendi ve saray günümüze ulaştı.
Standart, küçük Tunus evlerinden oluşan şehrin ortasında devasa boyutu ile hemen dikkat çeken, yapının uzunluğu 147 metre, genişliği 122 metre. Milattan sonra 238'de inşa edilen yapı, Tunus Osmanlı hakimiyetindeyken içinde yuvalanan hükumet karşıtı gruplar nedeniyle 1695 yılında Osmanlı beyi tarafından topa tutturulmuş ve bir bölümü yıkılmış.
Hindistan’ın Rajasthan şehrinde yer alan Abhaneri köyünde, 8. yüzyılda yapıldığı düşünülen Chand Baori, ürpertici bir tasarıma sahip. 3500 basamağa sahip onlarca merdiven ve 13 kattan oluşan bu kuyu, Hintlilerin su ihtiyaçlarını karşılamaları adına inşa edilmiş, aynı zamanda bir mabet.
4,500 sütun ve 14 dev kuleden oluşan yapının 4 yöne bakan 4 ana kulesi var. En uzun kule 52 metre uzunluğunda.
Kulelerin en eskisinin 1216 yılında inşaatına başlandığı biliniyor, ardından 16 yüzyılda kulelerin inşasının sürdüğü bilgisi kayıtlara geçmiş.
Şatonun tarihi diğer yapılar kadar eskiye gitmiyor lakin 19. yüzyıl Neo-romantizm mimari stilini görmek ve tanımak adına bir fırsat.
Angkor Wat, Hinduların ve Budistlerin kutsal 5 dağından birisi olan Meru Dağı'nı sembolize etmesi için tasarlanmış, 5 kilometre uzunluğunda dış duvara sahip dev bir kaleyi andırıyor.
Khmer mimarisinin en önemli örneklerinden birisi olan Angkor Wat, ülkenin ulusal bayrağının üstünde de betimlenmekte.
Dünyanın 8. harikası olmak için yarışan yapı bir Hint Tanrısı olan Vishnu'ya adanmış.
1898-1899 yıllarında bir Fransız şirketi tarafından otel olarak inşa edilen bina, 21 Mayıs 1903’te Sultan Abdülhamit’in ve dönemin Patriki 3. İoakim’in de hazır bulunduğu bir törenle yetimhane olarak hizmete açıldı.
Bakalım bu önemli yapının önümüzdeki günlerde kaderi ne olacak?
... Ve günümüz mimarisinin en çarpıcı eserleri TOKİ konutları.
el jem harika bir yer. Güzel içerik..