Sevenler bilir sanat dünyası oldukça çekişmelidir. Birbirleri ile rekabet içinde olan birçok sanatçı bazenleri toplumun ilgisini çekmek için bazenleri ise birbirlerini gerçek anlamda sevmedikleri için sürekli çekişirler. Bugün ise sanat tarihinin en çekişmeli geçen 5 rekabetini sizin için sıraladık.
Bazıları Michelangelo Merisi da Caravaggio'yu 16'ıncı ve 17'inci yüzyılın en büyük sanatçısı olarak görür. Kendisi ayrıca büyük bir Barok sanatçısıydı ve bu akımın fikir babası olarak kabul edilirdi.
Giovanni Baglione ise Barok tarzında çizim yapan bir diğer sanatçıydı. Sonunda iki büyük sanatçı arasında rekabet oluştu.
Baglione daha sonra iftiradan dolayı Caravaggio'ya dava açtı ve Caravaggio iki hafta hapiste kaldı.
Herkes Van Gogh'un kendi kulağını kestiğini bilse de arkasındaki hikayeyi tam olarak bilmez. Vincent Van Gogh ve Paul Gauguin, Gogh'un bir sanatçı komünü yaratmaya çalıştığı ünlü Sarı Ev'inde aynı mahallede kaldılar.
Çok geçmeden iki sanatçı birbirleri ile arkadaşca bir rakebet içerisine girmişti ama sonunda çatışmaya başladılar.
Tam bu sırada Van Gogh açık bir usturayla Gauguin'e doğru koştu, ama sonra vazgeçerek eve gitti. Ürken Gauguin geceyi yakın bir otelde geçirdi ve daha sonra eve döndüğünde Van Gogh'u kanlar içerisinde gördü.
Pişmanlık duyan Gogh kulağını keserek sık sık uğradığı bir seks işçisine vermişti! 2009 yılında iki sanat tarihçisi olayın farklı gelişmiş olabileceğini ve Gogh'un Gauguin'e saldırmaya çalışamasından sonra mükemmel bir eskirimci olan Gauguin'in kendini savunmak için Gogh'un kulağını kesebileceğini öne sürdü.
Bütün sanatçıların birbirleri olan rekabetleri kanlı değildi. Pablo Picasso ve Henri Matisse birbirleri ile rekabet içerisinde olsa da oldukça saygılı davranıyorlardı. İki sanatçı başlangıçta birbirlerinin eserlerini sevmese de zaman ile yeteneklerini takdir etmeye ve karşılıklı olarak gelişmeye başladılar.
Yazımızdaki diğer sanatçıların aksine iki sanatçı yaşamları boyunca arkadaş kaldılar. Hatta bazılarına göre iki sanatçı arasındaki rekabet ilgi çekmek için bilerek abartılmıştı.
Empresyonist Edgar Degas yetenekli bir sanatçıydı. Édouard Manet ise Empresyonizm'den etkilenmediğini iddia eden ama eserlerinde Empresyonist elementler bulunan bir sanatçıydı.
Degas, bir hediye olarak Manet ve karısı Suzanne'in portresini çizdi. Manet ise karşılığında ona boyadığı eriklerin bir tablosunu verdi. Bir gün Manet'in stüdyosuna giden Degas, verdiği tablonun yarısının yırtıldığını gördü.
Manet'in tabloyu sevmediğini düşünen Degas, restore etmek için geri götürdü ve Manet'in hediye ettiği erik tablosunu geri gönderdi.
Daha sonrasında Degas, sanat satıcısına 'Birisinin Manet ile kötü şartlarda kalmasını nasıl beklersin?' 'O (Manet) çoktan Erik tablosunu satmıştı... Ne güzel bir tuvaldi.' demişti.
İki İngiliz sanatçının düşmanlıkları 1990'larda, ikisi Londraki bir barda buluştuğunda başladı. İddialara göre Kral Robbo, Banksy'nin onu aşağıladığını düşünerek Banksy'e tokat attı. Bunun üzerine Banksy, King Robbo'nun bir eserinin üstünü boyadı. İki sanatçının birbirleri ile olan rekabeti yıllarca bu sanat eseri üzerinden devam etti.
Banksy ise bu resmin üzerinde yeni bir değişiklik yaptı. Banksy, bu değişikliği King Robbo'yu onurlandırmak ve düşmanlıklarının bittiğini belirtmek için yaptığını söylemesine rağmen King Robbo'nun arkadaşları bunu böyle algılamamıştı ve resmi eski haline restore ettiler.